İnsanlar paraya da, zamana da sahip oldukları için bu tür kaprislere kapılıyordu. Silahlı kuvvetlerin kaldırılmış olması, dünyanın zenginliğini neredeyse iki katına çıkarmış, kalanı da artan üretim tamamlamıştı. Sonuç olarak, yirmi birinci yüzyıl insanın yaşam düzeyini, atalarından herhangi biriyle kıyaslamak zordu. Su,yol, aydınlanma, kanalizasyon gibi şeyler topluma ait hizmet örgütlerince karşılanmakta olup, her şey öyle ucuzdu ki, yaşamak bedava sayılır neredeyse. İnsan istediği yere yolculuk edebilir, tek kuruş ödemeden istediğini yiyebilirdi. Toplumun üretici bir ferdi olarak buna hak kazanmıştı.
Sayfa 126 - Cep KitaplarıKitabı okudu
Tartmak,kıyaslamak ve düşünmek için okumalıyız.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektedir.
Fiiliyatımızın kaynağı, kendimizi zamanın merkezi, nedeni ve sonucu zannetmeye bilinçsizce meyilli olmamızdadır. Reflekslerimiz ve gururumuz, teşkil ettiğimiz et ve bilinç parçasını bir gezegene dönüştürür. Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir...
Kerem yanmış sen aslıdan da güzelsin
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi.
Bitkileri, karada yaşamanın zorluklarıyla nasıl başa çıktıklarına bakarak böceklerle kıyaslamak büyüleyicidir. Her ikisi de ciddi bir potansiyel su kaybı sorunuyla karşı karşıyaydı. Dolayısıyla her ikisi de kolay su geçirmeyen kütiküller geliştirdi. Yoğun bir kütikül, oksijeni ve karbondioksiti geçirmeyeceğinden, bitkiler gaz alışverişi yapmalarına izin veren ve kurumayı önlemek için açılıp kapatılabilen 'stoma' denen solunum gözenekleri geliştirdiler. Bunlar doğrudan doğruya böceklerin solunum deliklerine benzer. Bitkilerin suyu içerden taşıyacak bir düzenek geliştirmeleri de gerekiyordu. bu doğrultuda hücre duvarlarını suya dayanıkli lignin molekülüyle sertleştirdiler ve dâhili boru hatları, yani odunsu dokulu damarlar (trakeit) inşa ettiler. Bu basit düzenek, böceklerin iç organlarının sıvılarla yıkandığı açık dolaşım sistemine benzer. Böceklerin yapılarını desteklemek için bir iskelet sistemi geliştirmeleri gibi, bitkiler de lignin aracılığıyla odunsu dokular ve selülozle sertleştirilmiş hücre duvarları inşa ettiler. Fakat bitkiler güneş ışığından saklanmak gibi bir seçeneğe sahip olmadıkları için, güneş kremi görevi gören ve canlı hücreleri güneşi zararlı morötesi ışınlarından ve başka radyasyondan koruyan flavonoid bileşikli karmaşık moleküller de geliştirdiler. Genellikle en tepelerinde bulundukları için güneş ışığına maruz kalan sporlarını korumak adına başka bir tür güneş kremi, 'sporopollenin' de geliştirdiler.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.