Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Üç büyük düşman
En büyük üç düşmanınızı iyi tanıyın: Ertelemek, kurban rolüne girmek, kendini başkalarıyla kıyaslamak. Ertelemek heyecanınızı israf eder. Kurban rolüne girmek gücünüzü telef eder. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak, özgüveninizin altını boşaltır.
… Böylece ilişki bittiğinde kendini gerçekten yalnız ve delirmek üzere hissetmenin ne olduğunu öğreniyor, sonun geldiğinde neyle yüz­leşeceğine dair fikir sahibi oluyordun. O kadar çok şey vardı ki beni duygulandıran; yatağın altında bir kadın ayakkabısı; etajerin üstünde unutulmuş saç tokası; "çişim gel­di… " deyişleri; saç kurdeleleri; öğlenin bir buçuğunda onlarla çıkı­lan bulvar yürüyüşleri; içki, sigara ve muhabbet dolu o uzun geceler; tartışmalar, intiharlar; birlikte yiyip kendini iyi hissetmek; ner­eden geldiğini anlamadığın şakalar ve kahkahalar; havadaki mucize duygusu; arabayı park edip içinde oturmak; sabahın üçünde eski sevgilileri kıyaslamak; horladığının söylenmesi, onun horladığını duymak; anneler, çocuklar, kediler, köpekler; bazen ölüm ve bazen boşanma, ama hep sürdürerek, halletmeye çalışarak; bir sandviç bü­fesinde tek başına gazete okurken onun şimdi zeka seviyesi 95 olan bir dişçiyle evli olduğunu düşünüp efkarlanmak; hipodromlar, park gezintileri, piknikler; kodesler bile; onun sıkıcı arkadaşları; senin içkin, onun dansı, senin onu boynuzlaman, onun seni boynuzlama­sı; onun hapları, senin aldatmaların, onun aldatmaları; birlikte uyu­mak...
Reklam
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir.
Sosyal medya, insanların hayatlarına bakmamıza izin veriyor ama geçmişte farkında bile olamayacağımız kusursuz görünümlü hayatlar bizleri daha da meraklandırıyor ve bu hayatları izledikçe daha fazlasını görmek istiyoruz. Fakat gerçekten bu merakımızın bedelini ödemiyor muyuz sizce? Kendinizi Nasıl Mutsuz Edebilirsiniz adlı kitapta, mutsuz hissetmenin en kolay yolunun, başkalarının hayatlarına bakıp kendimizi onlarla kıyaslamak olduğu yazar. Belki de merakımızı tatmin etmek için başkalarının hayatlarına bakıyoruz ama bunun bedelini de mutsuz hissederek ödüyoruz.
Kendini başkasıyla kıyaslamak, kişinin keyfini çalan bir hırsıza benzer. Theodore Roosevelt
Adayı Türklere peşkeş çeken çeşitli ulusları birbiriyle kıyaslamak âdetimizdir. Böylece Romalılarla Normanlar Türklerden daha kötüydü. Katolikler onlardan da beterdi. Türkler belki de düşündüğümüz kadar kötü değillerdi. Bir çelişki gibi gelecek ama bizim kara çaldığımız kadar da mendebur değillerdi. Ruslar daha iyiydi, Fransızlar idare ederdi. Bu sonuncular yol inşa etmeyi severlerdi ama yolsuz kalındığında, hiç güven olmazdı onlara. Türkler bize hiçbir zaman hiçbir şey için söz vermediler. Bunun için onları ihanetle suçlayamayız. Britanyalılar bazen Türkleri mumla aratırdı, bazen de mürüvvetlerine endaze olmazdı.
Sayfa 221 - Nora kitapKitabı okudu
Reklam
“..cinsellik söz konusu olduğunda kadının meselesi bambaşkadır… Kadın cinselliğe, gerçekleşmesi gereken bir performans gözüyle bakmaz. Hatta çoğu zaman aklına bile gelmez bu. Cinsellikte bile hâlâ duygusal meselelerin peşindedir. Partnerini bir başka erkekle kıyaslamak değil, ilişki içinde onu mutlu edebildiği anlarla kıyaslama peşindedir. Bu bazen sıcacık bir el tutuşu olur, bazen omzuna yaslanma, bazen başını okşama, bazen de, “Ben her şeye rağmen yanındayım,” diyebilme. Cinsellik her şeyi kapsayan bir eylemdir sonuçta kadın için.
Kendi Acımızı Başkasının Acısı İle Kıyaslamak Pek Doğru Değil.
"UNUT! Geçmiş acıları hatırlamaktan vazgeçmeliyiz. Ne acılar çektim! Benim acım herkesten daha fazla oldu. Ne zorluklara katlandım. Bunlar yaşanmış olsa da bitti artık. Geçmiş acıları tekrarlamak ve bunlarla mutsuz olmak neye yarar?" Seneca
Sayfa 98 - Olimpos Yayınları, 4. Baskı: Ocak 2023. AnkaraKitabı okuyor
Reflekslerimiz ve gururumuz, teşkil ettiğimiz et ve bilinç parçasını bir gezegene dönüştürür. Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, ‘yaşamak’tan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir…
"Kurnaz insanlar okumayı küçümser.Basit insanlar ona hayran olur.Akıllı insanlar ise ondan faydalanır,"diyen Bacon, neyi, niçin okumak gerektiğini şöyle anlatır: "Yalanlamak ve reddetmek için okuma.İnanmak ve her şeyi kabul etmek için de okuma.Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma.Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku."
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Gerçekten acı çekmiş olmak demek, birilerinin acısıyla kendi acısını kıyaslamak demek değildir. İnsanların yaşadığı olay her ne olursa olsun, bunları küçümsemek bir olgunluk göstergesi değildir. Her insanın yaşadığı olay farklı, her insanın yaşadığı ve karşılaştığı insanlar farklıdır; ruhlar farklı, dokunuşlar farklı, bakışlar farklı ve düşünceler farklı.
Ateist anlayışı benimseyenler, gözlemcinin kendini var eden koşulları gözlemesinin seçici etkisiyle tasarım delilinden kaçılamayacağını anlayınca, bu yaklaşımlarını “çok-evrenler (multiverse) senaryoları” ile birleştirme yoluna gitmişlerdir. Buradaki amaç olasılıklarla ilgili ortaya çıkan sorunu, çok daha büyük bir kümeye kıyaslamak suretiyle önemsiz göstererek aşmaktır. (...) “Evrenimizin düzenliliğini açıklamak için bir Allah yerine sonsuzca başka evren (multiverse) varsaymak, mantıksızlığın en üst düzeyi gibi görünüyor.”
• Kendini başkasıyla kıyaslamak, kişinin keyfini çalan bir hırsıza benzer.
“Kendinizi kıyaslamak zorunda olduğunuz tek kişi geçmişteki sizsiniz.”
“ Sence en büyük zaman kaybı nedir? “ “ Kendini başkalarıyla kıyaslamak, “ dedi köstebek.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.