Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Emil'im ne yapmak isterse istesin kendi gücünü aşmama gerektiğini bilir; çünkü o, sınırlarını zorladı zaman ne tür sıkıntılar yaşadığını deneyerek öğrenmiştir. Gayesine
uygun olan araç ve gereçleri seçer ve başarısından emin olmadan pek nadir harekete geçer. O, açık gözlü ve muhakemeli olacak, etrafına aptalca sorular sormayacak, hakkında bilgi sahibi olmayı
istediği nesneleri önce kendisi inceleyecek, yorulacak ve daha sonra büyüklere soru yöneltecektir. Kendisini kolaycılığa alıştır-
madığı için de zorluklarla karşılaştığında diğer çocuklara nazaran daha az telaşlanacak ve sorunlar karşısında daha kolay çözümler bulacaktır.
Eğer, Emil'i diğer çocuklarla kıyaslamak istiyorsanız onu arkadaşlarının arasına salıverin. Böylece onun daha iyi gelişmiş
olduğunu ve yaşına uygun olan olgunluğu kazandığını görmüş olursunuz. Binbir nazla büyütülen çocukların hiçbiri onun kadar
becerikli ve kuvvetli değildir.
"Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun içinde savrulmaya benzetebiliriz - öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur saçlarımız. Evet, bu, hayatın hızını ifade ediyor sanırım, sürekli boşa harcananları ve onarılanları, bütün bunlar öylesine sıradan, öylesine gelişigüzel ki..."
"Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve her şeyi kabul etmek için de okuma. Sadece konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku."
Francis Bacon
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi.