Namaz, mü’minin miracıdır. Biz namazla Allahu Teâlâ hazretlerine miraç ediyoruz, etmemiz lazım. Dünyayı, dünya fikrini bir tarafa koyup da namazı öyle kılmamız lazım. Namazın kadrini kıymetini bilelim. Namazı bir angarya gibi kılıyorsak demek ki daha hamız. Daha kabuğumuz yeşil. Daha içimizde tat yok, ekşiyiz. Namazın zevkine varmışsak tamam, olgunlaşmaya başlamışız demektir. Namazın miraç olduğunu bilip Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda olduğumuzu bilip Allahu Ekber dediğimiz zaman; “Yâ Rabbi! Sen her şeyden daha ulusun, daha büyüksün, senin huzuruna geldim. Bak, senin karşında, kul olduğum, kölen olduğum, mahlukun olduğum için elimi bağladım, boynumu büktüm, senin huzurunda duruyorum.” diye o Zât’ın huzurunda eğildiğimizi bilip secdeye kapandığımız zaman, o şerefli pâk alnı onun için yere koyduğumuzu bilip namazı öyle zevkle kılanlardan eylesin.
Ama kulaklarımızda halen yardım çığlıkları dururken, insanlık namına!
Ama burada, zamanın bu noktasında işte insanlık biziz. Beğensek de beğenmesek de. Bunun kıymetini bilelim, çok geç olmadan!
Kendine müşfik ol. Niye? Cenab-ı Allah sana karşı ne kadar müşfik? Kendimize karşı zalim olmak bize yakışmaz. Bu demek değildir ki her türlü kaydı kaldıralım ama şefkatle ölçüler dahilinde kendimize şefkatle davranalım. Allah’ın bize verdiklerinin kıymetini bilelim. O şükrü eda edelim.
Bir yola girmişiz, tarîkat demişiz. Birbirimizle dost olmuşuz, ihvân demişiz. Bunu samîmî yapmak lâzım!.. Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin zikrini vazife olarak üstümüze almışız. Aldığımız hazinenin kıymetini bilelim!..
Bir kalpten Allah demek dört milyon dokuz yüz bin derece sevap kazandırırsa insana, kalbi zikrullahla zikr-i müdâm halindeki meşgùliyete erişmiş bir insanın derecesini nasıl ölçeceğiz?.. Onlar dünyanın direkleridir. Dünya onların yüzü suyu hürmetine ayakta durur.
ÖNSÖZ
“Hayır! Kur’an onların iddia ettikleri gibi beşer sözü değildir. O, levh-i mahfuz'da olan pek şerefli bir Kur’ân’dır.”
(BURÛC /21-22)
Kuluna vahyini indirip hayatını nasıl yaşaması gerektiğini ona en ince ayrıntısına kadar öğreten, indirdiği
kelamıyla kulunu beşer çizgisinden eşref-i mahlukat mertebesine çıkaran ve kuluna kendisine
Akıllı insanların elde etmek için uğrasması gereken en değerli şey vakittir.
Vakit bir ganimettir ve içindeki fırsatlar servet bilinmeli kapılmaya çalışılmalıdır.
Hayatta sıkıntılar çoktur ama vakitler de hızlı geçip gitmektedir.
Bize şerefli mazi bırakan ecdadımızdan razı ol Rabbim.
Lütfet ki biz de böyle dua alalım torunlarımızdan.
Geçmişini bilen anını yaşayan eyle, yarınlarımızı da vatanlı et Rabbim.
Dinimizin, devletimizin, bayrağımızın, namusumuzun kıymetini bilelim Müslüman doğuşumuzun.
Hainler, münafıklar barınamasın içimizde.
Sen güzelsin, güzeli sever, güzel yaratırsın.
Bizi de yarattığın En Güzel (SAV) gibi ahlaklandır.
İmanlı adımlar atalım her defasında.
İmanlı adamlar bırakalım her asra.
“Bir gün daha, bize verilen en büyük hediyedir. Ona minnettarlıkla yaklaşalım ve hayatın bize sunduğu her anın kıymetini bilelim. Bir gün daha için teşekkür edelim ve her günü dolu dolu yaşayalım. Unutmayalım ki her gün, hayatın bize sunduğu bir mucizedir.”