Her beş günde bir odama çıkıp kaktüsü suladım. Artık yüzü çetnik mevzilerine dönüktü. Ürkekçe güneşe doğru baktım ve baktığım her anda bir kurşun bekledim. Aşağısı sıcak, nemli ve sıkış tıkıştı. Etraf çürük patates kokuyordu. Gözlerimi ise kömür tozu yakıyordu. Muhtemelen ana rahminde de durum bundan iyi değildi..
Emekli bir öğretmen olan Anselma Del Ben - Scattolin, çöpte bir papağan bulur. Luisito adını verdiği bu sevimli yaratığın hayatına girmesiyle birlikte monoton geçen günlerinin gölgesi giderek belirsizleşirken hayatındaki neşe ve mutluluk giderek artar.
Geçmişini ve kurduğu ilişkilerdeki yavanlığı sorgulamaya başlayan Anselma, sevimli dostunun da yardımıyla adeta yeniden hayat bulur.
İnsanın kalbine dokunan bir tarafı vardı bu öykünün. Anselma ve Luisito arasındaki bağ çok başkaydı. Tavsiye ederim. Umarım ileride bu kitap fim olarak uyarlanır ve izleyebilirim.
Aşkın en saf halini yaşayan bu ablamız, yazdığı mektubu, aşk kavramına inanmayanların yüzüne tokat gibi çarpıyor. Bazı yerlerinde yazar biraz abartmış dedirtse de genel olarak baktığımızda o algı ortadan kalkıyor. Başkahraman olan, ismini öğrenemediğimiz kadının aşkında Genç Werther'in büyüleyici aşkının benzerine rastlıyoruz.