O zamanlar, insanlar ağır hareket ederlerdi. Salına salına meydanda yürür, ayaklarını sürüyerek etrafındaki dükkânları dolaşır, hiçbir işi telaşa getirmezlerdi. Bir gün yirmi dört saatti ama daha uzunmuş gibi gelirdi...
Güneş olup açmışım çoçukluğuma,
Ay olup dönmüşüm gençliğime.
Güneşte tin tin yanmışım,
Ayda ışık olup
Havada kararmışım,
Gündüzde doğmuşum,
Gecede yaşamışım.
Gündüzde açmışım,
Gecede kapatmışım gözümü,
Bir gözüm kırpılmış,
Bir gözüm seyrelmiş,
Ummuşum çocukluğumu,
Yaşıyormuşum gençliğimi. ✍️
Hey gidi eski günler. Ocak başında toplanarak dinlediğimiz hikayeler.
Gelişinden ümidi kes menin ıstıraplarıyla bizi iyice üzdükten sonra nihayet kapı tokmağı "tak" derdi. Onun kocası Hacı Efendi'nin tek dar beden ibaret bir kapı çalışı vardı. Gelenin onlar olduğunu hepimiz anlar , bütün masal hayranı çoluk çocuk sevinçle merdivenlere karşılamaya koşuşurduk.