"Hiç aramayayım ya, modum düşük, senin de neşeni kaçırırım" diyorum "Tamam" diyor. Aynısı bana söylense "Saçmalama ya olur mu öyle şey" derim arayıp neşelendiririm. Benim enayilik seviyesi buralarda.
Geçmişte kalan birini düşünmek gerçekten mümkün müdür? Birbirimizi sevdiğimiz sürece en önemsiz anların, en hafif acıların bile bizden kopup geride kalmasına göz yummamıştık. Sesleri, kokuları, gün ışığının nüanslarını; hatta birbirimize açıklamadığımız düşünceleri bile alıp götürmüştük; böylece canlılıklarını yitirmediler. Bugün dahi bize acı ya da sevinç veriyorlar. Bir anı değil, söndürülemez ve yakıcı bir aşk; geriye çekilmek, gölgeye ya da bir kuytuya sığınmak imkansız. Üç yıl tek bir an gibi duruyor. Anny’yle bu yüzden ayrılmıştık. Bu ağır yükü kaldıramıyorduk…
İlişkilerde özveri mühim bir kavram, tüketmeye alışmışlığın yüzeyselliğinde herkes karşı taraftan bir şeyler bekliyor, insan önce kendinden vermeli ama bunu enayilik çizgisine taşımamalı, dengeyi sağlayabildiği sürece şahsiyetine hesap verebilir insan; denge her şeydir.
-Alıntı
Eşin sana ilgi gösterdiğinde mutlu, sana ilgi göstermediğinde mutsuz olursun, seni mutlu ya da mutsuz eden eşinin varlığı değil, onun oluşturduğu koşullardır.