Yerli halk, bu yeni tanıştığı misafirlere topraklarını açtı, yiyeceklerini paylaştı ve altın süs eşyaları hediye etti. Avrupalılarsa, Amerika'ya salgın hastalık, yağma ve ölüm getirdiler.
Bugün İslam âlemi birlik olsa önünde kimsenin duramayacağı bir güce sahipken,
" birlik olmayı herkesin aynı olması olarak algılayan zümre yüzünden bir araya gelememektedir. "
" ... bu usül geregince, meselâ din mevzûnda (konusunda) açık oturum yapılır; fakat din savunucuları cahil, ahmak, yılgın üstelik vicdanları kiralık insanlardan seçilir.
Her işte, her meselede böyle... "
Sayfa 62 - 23 Şubat 1967 "Açık Oturum" isimli köşe yazısıKitabı okudu
" İbn-i Haldun devlet idarecisinin" zenginleşme arzusunu da şöyle açıklar:
"Hanedanlığın ilk döneminde toplanan vergiler, kabile mensuplarına ve hanedanlığın kuruluşuna katkı sağlayanlara dağıtılır. Hükümdar ilk dönem sadece dağıtır, onlara karşı cömerttir çünkü onlara ihtiyacı vardır. Sultan ve etrafındakiler hanedanlığın orta döneminde servet sahibi olurlar. Mülkün tabiatı büyüdükçe hükümdar güçlenir ve elde edilen gelirlere tek başına hükmetmeye başlar. Bu andan itibaren de kişisel servetini artırma yoluna gider. Böylelikle hükümdarın etrafındakilerin de gücü artar ve servetleri çoğalır. Gelirler de arttıkça hükümdar ve çevresindekilerin mala olan düşkünlüğü artarak hükümdar da servet üzerin de hak talep etmeyi kendi kendine doğru görmeye başlar."
İbni Haldun'un bu gözlemleri ve tespitleri ne kadar da tanıdık öyle değil mi? Kendi çıkarlarını halkın ve ülkenin çıkarı üzerinde tutup, kendi çıkarlarını ülkenin çıkarları gibi gösterenlerin yol açtığı felaketler....