'You don't understand the role of an aunt, Fanny,' she said. 'It is to break the rules. And sometimes to do the things that parents won't or can't do. You girls should see the House of Correction, for one day, as I've told you, you will be heroines, and you can't just stick to the goody-goody world of the drawing room and tea parties. You need to see and know more than that to become heroines. It's part of growing up.'
Tutkulu, takıntılı ama hiç de masum olmayan aşklar silsilesi: kin, kıskançlık, hastalıklı takıntılar, körü körüne bağlanma, psikolojik ve fiziksel şiddet...
Kitabı okurken üzerimizde çoğunlukla nefret duygusu hüküm sürüyor, hele Heathcliff'e acıyanlara veyahut üzülenlere de teessüf ediyorum!
Kitaptaki tek masum kişiler olan Mr. Lockwood ve Mrs.Dean Nelly'e saygılarımla (:
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
Sen ancak görenleri seversin, bense körüm…
Sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle…
Ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle.
Öğret bana nasıl unutulur düşünmek?
Oysa benim ruhumda savaş var.
Durmadan ölüyor içimdeki insanlar.
Benim için her şey bitti artık.
Bertram'la birlikte hayatım da gitti.
Bu tıpkı gökteki parlak bir yıldızı sevip
Onunla evlenmeyi düşünmek gibi.
Oysa o kadar yukarılarda ki o.
Onun dünyasına giremediğime göre,
Yetinmeliyim uzaklardan gelen parlak ışığıyla.
Shakespeare'in bu eseri olay örgüsü ile Yanlışlıklar Komedyası'nı andırır. Ama durumun doğallığından ortaya çıkan bir yanlışlıktan ziyade tasarlanmış olan ve kılık değiştiren kahramanların neden olduğu garipliklerin komedisi revaçtadır. Tabii komedinin kaderin cilvesiyle şekillenen romantik bir hikayesi de anlatının merkezine oturur. Aristokratik yaşama yönelmiş hicviyenin diline dönüşen soytarı figürü yine başrol olmaya adaydır. Verilen sert mesajların büyük kısmı soytarının diliyle hedefine yollanır. Soyluların çevresinde kendisine yer bulan tiplemelere dair eleştirel bakış açısı karakterlerin tavırlarıyla ayyuka çıkar. Bu keşmekeşin içinde tam manasıyla mesajı algılamak zordur. Bu nedenle sanat gülmek ve eğlenmek içindir argümanının değer kazandığı bir yazınla karşılaşmak olasıdır. Aşk kadar ihtirasın, ideal kadar mevki hırsının, akilane davranmak kadar deliliğin ön plana çıktığı bu komedya güzel birkaç saat geçirmek için tercih edilebilir. Bu arada On İkinci Gece ne alaka diye bir sor akla gelebilir. On ikinci Gece Noel kutlamalarının 12. gecesine göndermedir.
On İkinci GeceWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20105,5bin okunma
Hayatın en tuhaf yanlarından biri, kimi zaman insanların sonsuza dek yaşayacaklarından oldukça emin olmalarıdır. İnsan bunu bazen içine işleyen bir şafak vakti kalkıp dışarı çıktığında, yalnız başına öylece durup kafasını iyice geriye atarak yukarı baktığında, Doğu'nun insanı neredeyse haykıracak hale getirdiği ve binlerce binlerce binlerce yıldır her sabah olduğu gibi güneşin doğuşunun o tuhaf, değişmeyen görkemi karşısında kalbinin duracak gibi olduğu ana kadar solgun gökyüzünün yavaşça değişip kızarışını, bilinmeyen nice olağanüstü şeyin meydana gelişini seyrettiğinde fark eder. Bunu bir an için hisseder. Kimi zaman da bir korulukta gün batarken bir başına durup dalların altından ve arasından süzülen gizemli, altın rengi, koyu dinginlik onun duymak için çabaladığı ama kolayca duyamadığı bir şeyi yavaşça tekrar tekrar söyler gibi olduğunda hisseder bunu. Sonra bazen geceleyin milyonlarca yıldızın durup onu seyrettiği koyu maviliğin muazzam sessizliğinde bundan emin olur; kimi zaman uzaklardan gelen bir müzik sesi bunu gerçek kılar, kimi zaman da birinin gözlerindeki bakış.
Kötü dinler gizli sırlara bağımlıdır," dedi, "tıpkı kötü yönetimlerin gizli polise bağımlılığı gibi. Gerçek, güzellik ve doğruluk sır değildir, bunlar hayatın en olağan, en belirgin, en temel gerçekleridir tıpkı gün ışığı, hava ve ekmek gibi, Gerçeğin, güzelliğin, doğruluğun ender bulunur özel mülkler olduğunu sananlar ancak, pahalı bir eğitimle kafası karışmış kişilerdir. Doğa daha liberaldir. Evren, gerekli hiçbir şeyi bizden esirgemez; tümüyle bir hediyedir, armağandır. Tanrı, evren artı akıldır. Tanrı'nın yahut evrenin ya da doğanın gizli bir sır olduğunu söyleyenler bunlara kıskanç ya da kızgın diyenlerle birdir. Onlar böyle demekle kendi yalnız, kafası karışık hallerini ilan ediyorlar."
Hayal gücü, apandis gibi, türümüzün varlığını korumasına yardımcı olduğu ilkel bir çağdan kalmıştır ama modern bilimsel sanayi milletlerinde daha ziyade bir hastalık kaynağıdır.