İnsan ve Evren

2 üye
Evren yalnızca elektronlardan ibaret olsaydı, kötülük ya da istırap sorunları olmazdı.
Hayatta en gerçek başarı, İnsanın öğrendiğini eylemine aktarabilmesidir. En değerli İsteklerimiz de, öğrendiklerimizi uygulama yönündeki İsteklerimizdir. Zira, hayatımıza girerek eylemlerimizi değiştirenler, öğrendiklerimiz değil, yapmak istediklerimizdir.
Sayfa 129 - Pdf
Reklam
Evrenin Oluşumu Lütfen okuyalım
Büyük Patlamanın çıkardığı madde ve enerjinin yayılmasından sonra bilemediğimiz çağlar boyunca Kozmos şekilsizdi. Ne galaksiler, ne gezegenler, ne hayat vardı. Her taraf koyu, aşılamaz bir karanlığa gömülmüştü, hidrojen atomları da boşluktaydı. Kâh orada, kâh burada giderek yoğunlaşan gaz birikintileri fark edilmeyecek biçimde yığılıyordu. Madde küreleri yoğunlaşıyor, yağmur biçimindeki hidrojen damlaları güneşlerden daha büyük kütleler oluşturuyordu. Bu gaz küreleri içinde maddede hazır bekleyen nükleer (çekirdeksel) ateş kıvılcımlandı. İlk yıldız nesli böylece doğmuş oluyordu Kozmos’u ışığa boğarak. O zamanlar ışığı alacak gezegenler, göklerin parıltısını izleyecek canlı yaratık yoktu. Göğün derinliğindeki yıldızların fırınlarında nükleer erimeden ağır elementleri sağlayan, hidrojen küllerini yakan, gelecekteki gezegenlerle oradaki hayat şekillerinin atomik yapı harcını hazırlayan bir ilmi simya belirdi. Kocaman kütleli yıldızlar nükleer yakıt depolarını hemencecik tükettiler; büyük patlamanın etkisiyle, yapı harçlarının büyük bir bölümünü, bir zamanlar yoğunlaşmasından oluştukları ince gaza dönüştürdüler. Yıldızlararası kara çamur bulutlarında birçok elementten yeni yağmur tanecikleri oluşuyordu. Bunlar daha sonraki yıldız nesilleriydi. Çevrelerinde daha küçük yağmur tanecikleri oluştu. Bunlar nükleer ateşi kıvılcımlandıramayacak kadar küçük cisimlerdi. Yıldızlararası sistemdeki bu damlacıklar gezegen olma yolundaydılar. Bunlar arasında taştan ve demirden yapılmış bir küçücük dünya da vardı, adına yeryüzü dediğimiz gezegenin ilk haliydi bu.
Sayfa 412Kitabı okudu
İçinden çıkabilenler buraya…
Felsefeyse…buraya alalım.
Eğer ilerlemiş bir uygarlık Güneş sistemimize buyuracak olursa yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Onların bilim ve teknoloji düzeyleri bizimkinin çok üzerindedir. Temasa geçeceğimiz ileri bir uygarlığın olası kötü niyetinden endişe duymak gereksizdir. Bu kadar uzun bir zaman dilimi uygarlıklarının sürmüş bulunması, kendi kendilerini ve başkalarını yok etmeden yaşama yöntemini öğrendiklerini gösterir. Dünya dışı yaratıklar konusunda duyduğumuz endişe, kendi geriliğimizin bir sonucu olabilir, geçmişteki tarihimizden duyduğumuz vicdan azabından doğabilir.
Sayfa 331 - Altın Kitaplar Yayınevi
“Hiçbir şey unutulmaz. Hiçbir şey kaybolmaz. Evrenin kendisi devasa bir hafıza sistemidir. Geriye bak, dünyanın başlangıcını göreceksin.”
Sayfa 134 - *Sel yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
247 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.