Bu dünyaya gelip birbiriyle kaynaşan o kimseler, nazın, neşenin ve eğlencenin meftûnu oldular. Birer kadeh içer içmez de kendilerinden geçtiler ve birbirleriyle kucaklaşıp adem uykusuna daldılar.
“Kadehlerimizi havaya kaldırdık. Neye içeceğimizi bilemeyecek kadar insanlıktan çıkmıştık. Sağlığa? Şerefe? Dostluğa? Hayata?.. Birkaç saniye daha kadehlerimizi havada tutup birbirimizi iskeletlerimize kadar soyduktan sonra acı acı tebessüm edip diktik kafamıza rakılarımızı, hiçbir şey söylemeden. Uğruna içebileceğimiz hiçbir şey kalmamıştı!”
“Ellerdeki kadehler içildikçe kızgınlıklar hedef değiştirmeye başladı. Hafızalardaki tozlu hedefler vurulmaya başlandı. Bunlar öyle hedeflerdi ki zaten delik deşiklerdi.”