Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Grafiti
"Grafiti, İtalyanca kazımak, çizmek anlamına gelen 'graffito' sözcüğünün çoğuludur."
Sayfa 480 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
"Fransızcadan aldığımız 'réclame' da yerini İngilizce 'image making'e bırakmıştır. Artık ürünün iyiliği, dayanıklılığı, ucuzluğu vb. değil, o ürünü kullananın aklı, sağlığı, itibarı, tecrübesi veya seslenilen kesime göre milli, muhafazakâr veya modern olduğu dile getirilmektedir."
Sayfa 528 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Üzümün bu kadar hüzünlü bir meyve olduğunu düşünmemiştim
Üzüm üzüm üzülmek diye bir deyimimiz var ama oradaki üzüm bu asmadaki üzüm değil. Üzmek aslında kırmak koparmak demek. Gerçekte de kırılınca, bir yerden koparılınca, içimizden bir şey kopunca üzülürüz. Kalbimiz kırılınca üzüldüm deriz. Asmadaki üzümü de yiyebilmek için koparmamız, dalından kırmamız lazım ya işte; üzüm kırılan koparılan meyve demek... Geriye dönelim üzüm üzüm üzülmek dediğimiz şey, üzüldüm ama geçmedi kırılmaya devam ederek üzülüyorum gibi bir anlam taşıyor. Çünkü bir acının geçmemiş olması da başka bir acı.
"Nankör"
... Eski ikrâmları unutup, vefasızlık, hainlik veya kalleşlik edene "nankör" denilir ki, nân: ekmek, kör: görmeyen, nân-kör: yediği ekmeğin hatırına riayet etmeyen mânâsınadır.
Sayfa 89 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
Bey Kelimesinin Kökeni
... Bey sözü de "bay"dan gelir. Ama bu İngilizcedeki "bay" gibi değil. ... Ülgen, Türklerin iyilik yayan bir tanrısı gibi biridir. Onun tam adı ise Bayülgen'dir. Yeryüzündeki yöneticiler de onun temsilcisi olduğu için o başındaki "bay" ifadesini kendilerinde de kullanmışlardır. Bu daha sonra "bey'e dönüşmüştür. Yani nasıl biz halifeleri Allah'ın yeryüzündeki gölgeleri olarak düşünüyorsak eski Türkler de bu düşünceyle bu ismi almış. Ve bu Osmanlı dönemine kadar devam etmiş. Ha Osmanlı döneminde ya da ondan önceki Selçuklu döneminde bu niyetle kendilerine "bey" demiyorlardı fakat bu akla kazınmış. Yani bu yüzden bey kökünün derinliği çok çok önceye gider.
Sayfa 243 - Lopus Yayınevi, 1. Baskı (2020)Kitabı okudu
Arvâsi
Seyyid Muhammed'in ikibin metre irtifada, senenin on ayı yolları kapalı bir mekânı seçmesinde elbette bir hikmet vardı. Rivâyete göre İbrahim Han, daha sulak, güzel yerlere dair teklifte bulunmasına rağmen, Seyyid Muhammed "Bu memlekete küfr garbdan gelecektir. İsterim ki zürriyetim mümkün olduğu kadar küfrün tasallutundan masun kalsın” buyurmuştur. “İlim soğukta yapılır. Talebenin şehirden ümidi olmamalıdır ki, derslerine heves ve şevkle çalışsın" derdi. Mezkûr köy, Müküs kasabasının bir deresinde olup Arvas ismi verilmiştir. Seyyid Abdülhakîm Efendi der ki: "Cibâl-i Râsiyyattan alındığına delâlet eden bu isim herhalde Arabî olmak gerektir”. Cibâl, cebelin cem’idir; yani çokluk hâlidir. Râsiy, yalçın demektir. Arvas, ism-i tafdil olup, daha yalçın mânâsına gelmektedir. İşte o zamandan şimdiye kadar bu köyden yetişen din ve tasavvuf âlimlerine “Sâdât-ı Arvâs, yani “Arvas Seyyidleri” ismi verilmiştir.
Sayfa 484 - Arı Sanat Yayınevi, 3. Baskı (2018)Kitabı okudu
Reklam
Atom, Yunancada "bölünemeyen" manasına geliyor.
Sayfa 40 - carpe diem kitap, 5. Baskı (2009)Kitabı okudu
Zend: Zerdüşt Kitabı
İslam felsefesinde geçen "zındık" terimi "Zend kitabına inanan" manasında kullanılırdı, zamala "kâfir" terimiyle eşanlamlı oldu...
Sayfa 16 - carpe diem kitap, 5. Baskı (2009)Kitabı okudu
Kayme
Kayme (Gayme) ise Osmanlı'nın ilk kâğıt parasının adıdır. Kelimenin aslı "kaime" dir. Atalarımız tarihleri boyunca bir kâğıt parçasını asla paradan saymadıkları için ilk kâğıt paraya da kaime, yani "(para) yerine geçen (kâğıt)" demişlerdir.
Sayfa 240 - Kapı Yayınları, 16. Basım (2015)Kitabı okudu
Adım: at-ı-m (ayağı bir defa öne doğru atmak).
Sayfa 80 - Kapı Yayınları, 16. Basım (2015)Kitabı okudu
Reklam
Kıbrıs
Ada adını Yunancada 'bakır' anlamına gelen cypros sözcüğünden almıştır.
tebessüm ettirenler:) 1 Beyoğlu isminin kökeni
...Daha sonraları Galata' ya bir de Beyoğlu iltihak etti. Tam burada, Taksim de muhteşem bir konak varmış.: Aloisis Gritti adında bir İtalyan konağı. Gritti Bey, dedikleri adam budur. Türkiye ye alafrangalik, bu İtalyan ailesi vasıtasıyla girmiştir diyebiliriz. Çünkü, o zaman bu konakta ziyafetler verilir ve bazı Osmanlı munevverleri de davet edilirmis. Bu munevverlerin, Gritti nin evinde gördüklerini yavaş yavaş taklide kalkısmis olmaları pek tabiidir. Günün birinde Gritti ölünce oğlu bu an'aneyi devam ettirmis ve işte ona izafetendir ki bu semte Beyoğlu adı verilmiştir. Beyoğlu deyip de gecmeyjn, burası Avrupa dan sanki kopmuş ve müslüman Türk camiasının sinesine yerleşmiş bir parçadır. Son bir asırlık kültürümüzün inkişafinda oynadığı rol çok mühimdir. Binaenaleyh memleketimizde Garb tesirinin menşeinj aramak için uzağa gitmeye lüzum yoktur, kanaatindeyim.
Sayfa 285 - istanbul fetih cemiyetiKitabı okudu
"SERBEST: Farsça ser 'baş' ve best 'bağlı' dan geliyor. Aslında başı bağlı, istediği gibi hareket edemeyen demektir. Türkçe de kendine has bir anlam kazanarak istediği gibi davranabilen manasında kullanılmıştır."
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.