Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kitap İncelemesi Açılımı

Profil
64 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Halil Cibran'ın eşsiz kaleminden harika 3 hikaye. 3 hikayesi var kitapta özellikle İsa'nın gerçekleri ve kiliselerin insanları nasıl sömürdüğünü anlatan hikayesi çok iyiydi. Çok romantik bir yazar betimlemeleri oldukça fazla. Insanlığa bişeyler öğretmenin ve göstermenin çabasında olduğu açıkça anlaşılıyor. Kitabın bazı yerlerinde bazı karakterlerce insanlığa... seslenişler var. Bu seslenişler insanı çok etkiliyor. Kesinlikle okunmalı. İlk hikaye, yetim ve öksüz bir kızın acı dolu yaşantısını anlatıyor. İkinci hikaye, iki aşığın zamanı aşan aşklarını anlatıyor. Ve son hikaye ise, genç bir çobanın yaşamı, din adamlarının yaptıklarıyla söyledikleriyle gerçek dinin söyledikleri arasındaki farkı görmesini ve buna karşı çıkan ve haksızlığa uğrayanların hakkını savunmak için sesini duyurmaya çalışırken yaşadıklarını anlatıyor. Anlamlı okumalar…
Halil Cibran
Halil Cibran
Vadinin Perileri
Vadinin Perileri
Vadinin Perileri
Vadinin PerileriHalil Cibran · Martı Yayınları · 2021999 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Kırık Kanatlar
“Ermiş”, “Ermiş`in Bahçesi”,,”kum ve köpük”,Meczup” ve “Gezgin” kitaplarını severek okuduğum Halil Cibran`dan bu kez farklı bir kitapla geldim. Cibran`ın önceki kitaplarında ders verici kısa metinler ve hikayeler vardı. Kadının, özellikle Doğulu kadının gelenekler karşısındaki çaresizliğini ve güçsüzlüğünü vurgulayan,ve eleştiren bir tavırla yazılmış Kırık Kanatlar. Halil Cibran olduğu düşünülen gencin Selma Karami`yle yaşadıkları çaresiz bir aşk hikayesi anlatılıyor.Arap dilinde yazılan ilk romanlardan birinin bu kadar eleştirel olması bence Halil Cibran`ın hayata ve yapılan haksızlığa sessiz kalmayan yapısının olduğunu da gösteriyor. Din adamlarını da eleştirdiği kadını bir eşya gibi oradan oraya taşımaya layık gören zihniyeti de mercek altına aldığı Kırık Kanatlar, bir aşk hikayesinin yanı sıra toplumsal meselelere el atan bir insan hakları metni. Kadının kendi yaşamı üzerine söz sahibi olamadığı, ölümü bile bir lüks olarak gördüğü bu çıldırtıcı zihniyet yüzyıllar boyu bitmeyen ve bitmeyecek bir meselenin sonucu.iyi okumalar
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,5bin okunma
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Rus yazar Çehov, kısa oyun ve öykü yazarı olarak tanınmıştır. Dil ve anlatım olarak kitap çok akıcıydı, kısa olması sebebiyle de kolayca okunuyordu. Başta Rus edebiyatının en zorlandığım yani olan karakter adlarının sırayla ve ad-soyad şeklinde verilip detaylı betimlenmesi biraz kafa karıştırsa da sonradan karakterlere alışıyorsunuz. Okurken üzerlerine çok düşünüldüğü belli oluyor. Durum hikayesi olarak işlenip düşünceler aktarılmış ve ortaya güzel bir şey.Çehov'a başlamak istiyorsanız bence uygun bir seçenek olur. tavsiye ederim...
Altıncı Koğuş
Altıncı Koğuş
Anton Çehov
Anton Çehov
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
fikir ve düşünce
Necip Fazıl Kısakürek tasavvuf bahçeleri adlı eserinde tasavvufa meyletmek isteyen birinin öncelikle bu yoldaki kelimelerin manasını bilmesini aradaki farkların neler olduğunu bizlere lügat daha doğrusu ayrıntılı bir lügat incelemesi şeklinde sunmuştur. Ayrıca kitapta alemin manevi tasavvurucuları ile alakalı olarak hangi makamda kimlerin bulunduğu konusu da ciddi bir manada incelenmiş ve bu konuda da malumat sahibi olmamız sağlanmıştır. Kitap bir günde ve gerçekten isteyerek okunabilir özelliğe sahip bir kitap olmakla beraber belli zaman zarfında tekrar edilmesi kişinin kelimeler üzerindeki hakimiyetinin de artacağını en bariz örneklerinden bir tanesidir.
Tasavvuf Bahçeleri
Tasavvuf BahçeleriNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2009632 okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnsan ana rahmine düştükten ölümüne kadar sürekli fiiller işlemekte. Bu fiiller bazen iyi güzel ve hoşnut kıldığı gibi insanı bazen de hüzün keder üzüntü ve benzeri hal ve ahvallere sokar. Bütün mesele yapılan fiillerin insan doğası gereği insanda mahcubiyet duygusunu doğurup doğurmadığıdır.... Nitekim eğer yaptığı fiiller insanı mahcubiyet duygusunu doğuruyorsa insan kendisiyle yüzleşir ve bu fiili bir daha işlememek üzere kendisine söz verir. Mesele hangi fiil olursa olsun kişinin bu fiili işledikten sonra bir daha işlememek üzere kendisine sürekli telkinatta bulunmak ve böyle kötü fiillerden uzak durabilmek için kendisini kendi maddi manevi dünyasında destekleyecek dostluklar kurmasıdır. Nitekim şunu görüyoruz ki insanoğlu yaptığı hataları toplumun bütün kademelerinden gizlemeye çalışsa da aynaya baktığı vakit kendisinden bunu hiçbir şekilde gizleyemiyor oluşudur. Çok iyi biliyoruz ki kişi her kime yalan söylerse söylesin hata yaparsa yapsın eğer kalbi sönmemiş ise akıl melekesi de devre dışı kalmamış ise kendine yalan söyleyemez. Olduğumuz bu kitapta kendimizle olan tüm hal ve hareketlerimizin mutlaka bir neticesinin olduğu gerçeğidir. Manayı daha fazla uzatıp sizleri sıkmamak için kitabı mutlaka edinip okumanızı tavsiye ediyorum. En derin muhabbet ve saygılarımla...
Yüzümüz Kızarmadan
Yüzümüz KızarmadanNecmettin Şahinler · İnsan Yayınları · 201010 okunma
"İnsanların ümitlerini, hayallerini bir küçük kalpmiş gibi kırmayın azizim!" diyip hızlı bir giriş yapmak istiyorum bu hikayeden sonra :') Yapmayın işte yapmayın n'olur :(
Son Kuşlar
Son Kuşlar
'ın "Bulamayan" hikayesinin sonunda bir küçük tebessüm kondu gülüşlerime. Arşimet tutkumdan ötürü biraz sempati de beslemiştim bu hikayeye açıkçası. Ancak kendince bir teorem geliştiren bu insana salakmış muamalesi yapmak kendi hikayemi hatırlatıyor ve daha nicelerini. Kendi uçuk kaçık fikirlerimi mesela :D bana sen delisin diyenleri bir de hatırlıyorum. Güzel bir deliliği bir de aşağılayıcı olanı :) ikisini de hatırlıyorum. Sanırım çok da söze gerek yok. Hikayenin sonu her şeyi anlatıyor: "Geçenlerde, Karaköy'de rast geldim ona. Beni nasıl da tanıdı. Yüzü değişti. Uçuk sarı benzi hafifçe kızardı. Nazikâne şapkasını çıkardı. -Nasıl, dedim, nasıl gidiyor sizin transatlantik? öyle tuhaf güldü ki, bütün derdini anladım. Ukalanın biri, hülyalarını ince sopaları kırar gibi çar çar kırmış, ona Arşimet kanununu iyice anlatmıştı. Hiç cevap vermedi. Çabucak uzaklaştı. Dünya yüzünde bir de cazibe kanunu bulunduğunu anlamıştı. Rüyasından uyandırılmıştı ama, gülüşünden anlıyordum ki, cazibe kanunundan gemisini kurtarmak için direklerine kocaman mıknatıslar takmayı düşünüyor." :)
Reklam
Bazı kitaplar vardır: seni bir kitaptan diğerine götürür. Sana yeni bilgi sunabildiği gibi yeni kişiler ve yeni kitaplar da sunabilir. Bu tarz kitaplara minnettarlığım apayrıdır.
Hayvanlara Övgü
Hayvanlara Övgü
kitabının daha ilk sayfasında yazar bana bir kitap, aslında bir insan sundu.
Montaigne
Montaigne
yazıya "kibir, asli ve ebedi hastalığımızdır bizim." cümlesi
"Yusuf Atılgan’ın 1959’da yayımlanan ilk romanı Aylak Adam, C.’nin rutin yaşamının ve bir tutamak arayışının dört mevsime yedirilmiş halini anlatıyor. Bir Bakî sözü ile giriş yapar Atılgan romanına: “Mufassal kıssa başlarsın, garip efsane söylersin.” Burada Atılgan, daha kitabın başında sezdirir niyetini. Okuyucuya, Aylak Adam’da öyle