Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Fücûr: Dilimizde genellikle "fitne" ile beraber "fücûr" kelimesini de kullanırız. Gerçekten fitne ve fücûr iki şer kardeştir. Aslında "fücûr" kelimesinin kökü olan "fecr" kelimesi, "bir şeyi geniş bir şekilde yarmak" demektir. Sabaha bu yüzden "fecr" denir; çünkü güneş karanlığı sıyırır, parçalar. Nasıl güneş karanlığı yırtıyorsa, "fücûr" da aslında kişinin iman, hayâ, edep perdesini yırtar. Haya perdesi, iman perdesi yırtılınca artık insanın yapmayacağı şey yoktur. Fitne ateşine düşmeden, fücûr zilletine kapılmadan müstakim olmalıyız. Fikrimizi, zikrimizi, işimizi imanımıza yaslamalıyız.
Sayfa 332
Fitne; altının gerçek mi, sahte mi olduğunu anlamak için ateşe konmasıdır
Fitne: "Fitne" kelimesinin asıl anlamı, altının gerçek mi, sahte mi olduğunu anlamak için ateşe konmasıdır. Bu kelime, insanın ateşe sokulması anlamında da kullanılır. İnsanlar da fitne ateşi içinde adam olanlar ve olmayanlar, davası olanlar ve olmayanlar, ahlâklı olanlar ve olmayanlar olarak ayrışır
Sayfa 331
Reklam
Kullanıcı adı stoğu +1
Müteferriç; derdini sıkıntısını gezerek atan kimse, yürüyerek rahatlayan dolaşarak sıkıntısından kurtulan kişidir. Teferrüç, “ferahlama, gezinti” kelimesiyle aynı kökten gelen sözcük dilimize Arapçadan girmiştir.
Sayfa 22
Kelime Dağarcığımız
•°•~•°• Deruhde: Üstüne almak, kendini vazifeli bilmek. Üzerine alınan iş. Uhdeye dahil olan.
Sayfa 103Kitabı okudu
Kural: Üçyazaçlı köklerin geniş zaman biçimleri iki türlüdür:
1. Orta kök-yazacı ünlü-almayanlar: d ton kedürdi: o [birisine] giysi giydirdi; kedrür: giydirir - zel (d) geçmiş zamanda ünlü-almakta, geniş zamanda ünlü-almamaktadır. tengrıhe tapındı: Cenab-ı Hakk’a ibadet etti; tapnür - be (p) geçmiş zamanda ünlü-al­ makta, geniş zamanda ünlü-almamaktadır. — 2. Hem geçmiş zaman hem de geniş zamanda orta
Oğuzlar ve onları takip ettiğini beyan ettiklerim, konuşmaları ilk usule daya­nacak biçimde, kuralı gözetirler; ancak ikinci biçim söz konusu olduğunda Oğuzlar ve diğerleri, Çigil Türkleri ve geriye kalanlarla bazen uzlaşır, dolayısıyla ayrım ortadan kalkar. Buna karşın Oğuzlar “gelin ile güveyin akrabalar arasında söz geti­ rip götüren aracı”ya yorıgçı der, yorfdaçı demez. Ve “çiftçi”ye tarıgçı der, tandaçı demez. Bu bütün lehçeler için doğru kullanımdır. Bu betimleyici adları buyrum kipi biçimini esas alarak oluşturduklan ve buyrum kipi biçimi de ünlü-almayan bir yazaçla bittiği için yalnızca edene ilişkin iki im olan cim ve ye’yi [-çı, -çi] ek­ leyip baruçı: varıcı, turuçı: kalkıcı gibi bir kullanıma gidemezler, çünkü bu durum­ da re ünlü-almış olur ve yapı buyrum kipi biçiminden uzaklaşır. Dolayısıyla kaflı ya da işba”lı sözcüklere gayn, zıttı sözcüklere kef ekleyerek buyrum kipi biçimini ünlü-almamış bir son yazaçla korumuş olurlar. Demek ki söz konusu lehçelerdeki bu türden sıfatların buyrum kipi biçimine dayandığı aşikârdır. Ay­ rıca bu sıfatlara aynı anlama gelecek biçimde başka yazaçlar eklemektense, gayn ve kef eklenmesi daha münasiptir, çünkü bunlar eylemlikte de görülür - anıg turugı neteg: onun ayakta duruşu nasıl; töz keligi börkçige: kelin gelişi şapkacıya.
Reklam
Bu sonekin beş kullanımı vardır:
1. Bir şeyin yetiştiği yeri ifade eden adlar meydana getirmek - söğütlük: söğüt­ lük. Ya da bir şeyin bulunduğu, konulduğu mekânı ifade eden adlar meydana ge­ tirmek - kepeklik: kepek konulan yer. 2. Bir şeyin, adı geçen şeyi yapmak için hazırlandığı anlamını taşıyan adlar meydanagetirmek-
Bu dilin her şeyini ihtiva edecek biçimde sekiz kitap meydana getirdim.
1. Hemze Kitabı. Cenab-ı Hakk’m Kitabı’nı bir işaret olarak alıp biz de kitabımıza böyle başlıyoruz [Başı-Ünlüîü Sözcükler Kitabı], 2. Sâlim Kitabı [İçinde illet Bulunmayan Sözcükler Kitabı] 3. Muzda/Kitabı [Katmerlenmiş Sözcükler Kitabı], 4. Misâl Kitabı [Başı illetli (vav’lıya da yeli) Sözcükler Kitabı]. 5. Zevâtü's-selâse Kitabı [Üç Yazaca Sahip (sülâsi) Sözcükler Kitabı]. 6. Zevdtü'l-erba'a Kitabı [Dört Yazaca Sahip (rubâî) Sözcükler Kitabı], 7. Gunne Kitabı [Genizsil Sözcükler Kitabı], 8. Ce'm beyne's-sâkineyn Kitabı [Ünsüz Kümeleri Kitabı], Her kitabı iki bölüme ayırdım, Adlar ve Eylemler; öne adları ardına eylemleri koydum ve onlan da kendi içlerinde bölümlere ve fasıllara ayırdım, [uzunluklarına ve vezne göre] önce gelmesi gerekeni önce yazdım. Kitaplann ve bölümlerin başlıklarını şeklî ifadeler olarak Arapçadan aldım, zira insanlar için bunlar bildiktir.
Kitâbu Dîvâni Lugâti’t-Türk
İmdi, kul Mahmûd ibn el-Hüseyin ibn Muhammed [el-Kâşgarî] der ki: Talih Güneşinin Türklerin Burcunda doğduğunu ve Cenab-ı Hakk’m Türk Ha­ kanlığını Göğün felekleri arasına yerleştirdiğini, onlara “Türk” dediğini ve Ege­ menlik verdiğini, onları çağın hakanları yapıp dünyaya hükmetmenin dizginlerini ellerine verdiğini, onları tüm beşeriyete memur
<Halef», birinin yerini hayırlı olarak tutan, «Half>> fenâ olarak tutan demekdir <Beyzâvi». Pederinden sonra kalan veled-i saaliha «halef> denir. Eğer veled fâsid ise <half> denir «Kamus-ı arabî tercemesi».
Sayfa 244
Reklam
Ölü; her güne o gün ölecekmiş gibi uyanan kişinin bir gün haklı olacağı, herkesin bir kez yaşayacağı, hayatı anlamlı kılan, hayatın sonu değil sonucu olan durumdur.
Sayfa 224Kitabı okudu
Diğerkâm; Farsça digar "başkası' ve kâm "seven, sevgi' sözcüklerinin bileşiği olup bencillk karşıtı harekeditlerde bulunma, başkalarının yararını da kendi yararı kadar düşünme insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma anlamlarına gelen sözcüktür.
Sayfa 227Kitabı okudu
Kelâm-ı kibâr; büyük, akıllı, veli ve meşhur zatların güzel, zarif, veciz ve çok kıymetdar olan sözleri için kullanlan melodisiyle her daim gönüllerde yer tutmus, kimse tarafindan cümle içerisinde geçirildiğinde gönüllerdeki pası silen sözcük öbeğidir.
Sayfa 170Kitabı okudu
Kelime Dağarcığımız
•°•~•°~ Derûn: İç taraf, Dâhil. Kalb. «Pür-âteşim açtırma benim ağzımı zinhâr, Zalim beni söyletme derûnumda neler var..»
Sayfa 103 - Beyit: Divan Edebiyatı Şairlerinden Leyla HanımKitabı okudu
Kelime Dağarcığımız
•°•~•°• Mihmân: Misafir. Mihmândâr: Misafire hizmet ve yardım eden. Misafiri ağırlayan.
Sayfa 429Kitabı okudu
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.