Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sen bir hıçkırıktasın ben bir inleyiş ( .. ) / yıkılışı heceliyoruz..
sen bir hıçkırıktasın ben bir inleyiş ( .. ) / yıkılışı heceliyoruz..
Reklam
sen bir hıçkırıktasın ben bir inleyiş ( .. ) / yıkılışı heceliyoruz..
sen bir hıçkırıktasın ben bir inleyiş ( .. ) / yıkılışı heceliyoruz..
Ben diyorum ki, hakiki sanatçı-kahin, güzelliği üretebilen ve üreten o semavi budala, esas olarak kendi vicdanıyla, kendi kutsal insani bilincinin kör edici biçimleri ve renkleriyle gözü kamaşarak ölür.
Beni gören gözler kör, sesimi duyan kulaklar sağır olurdu. Nefesimi soluyan zehirlenir, bana sahip çıkan ise kendi yaşamından olurdu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
OİDİPUS' un Hikayesi
Labdakos'un oğlu Laios, Thebai'de kraldır. Karısı lokaste bir çocuk doğurur. Tanrı Apollon çocuğun babasını öldüreceğini haber verir. Laios ile karısı böyle korkunç bir felaketten kurtulmak için ayaklarını bağlatıp çocuğu Kithairon dağına attırırlar. Böylelikle ondan kurtulduklarını sanırlar. Dağda sürülerini otlatmakta olan bir çoban
23. Baskı
Gözün görevinin görmek değil, hakikati görmek olduğunu söyleyen âlim aklına geldi. Hakikati gören gözün başka hiçbir şey görmesine gerek yoktu. Yedikule Kahini'nin yegane gözüne de bu şekilde perde indi. Ama kör olmasına rağmen hiçbir şey görmüyor değildi. Gözlerinin ona gösterdiği yegane şey, o uçsuz bucaksız karanlıktı. Tıpkı sessizliği dinleyen Eflatun gibi, kahin de sustu. Belki de susmak, gerçeği anlamanın tek yoluydu. Son
Sayfa 268 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Belkide susmak gerçeği anlatmanın tek yoluydu.Son...
Kahin, görebilen tek gözüyle aynaya baktı ve Eflatun'u gördü. Bu efendi, sessizligi sessizce dinleyerek, Galata Mevlevihanesi'nin mutfak-i şerifindeki dibekte kahve dövme işini bırakmadı ve hiçbir zaman da bir Mevlevi dedesi olmadı. Bu onun, olduğu kişi olmaya devam edeceği anlamına geliyordu. Seneler sonra kalbi durduğunda, defnedileceği yer de belliydi: Dergahtaki Suskunlar Hazîresi. Kahin, görebilen tek gözüyle aynaya baktı ve uzun boylu, çekik gözlü o adamı gördü. Bunu görmek, kendisi gibi diğerlerinin de içinde yaşadıkları o dünyadaki asıl hakikati görmek demekti. Gözün görevinin görmek değil, hakikati görmek olduğunu söyleyen âlim aklına geldi. Hakikati gören gözün başka hiçbir şey görmesine gerek yoktu. Yedikule Kahini'nin yegâne gözüne de bu şekilde perde indi. Ama kör olmasına rağmen hiçbir şey görmüyor değildi. Gözlerinin ona gösterdiği yegâne şey, o uçsuz bucaksız karanlıktı Tıpkı sessizliği dinleyen Eflatun gibi, kahin de sustu. Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu.
Sayfa 268 - Fantastik bir masalın içinde yaşıyormuşum gibi hayranlıkla okudum.Kitabı okudu
157 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.