Fransa kralı XIV. Louis, Molière’den eğlenceli bir oyun yazmasını ister. Fakat bu oyunun özel bir amacı vardır. Aynı yıl Sultan IV. Mehmet Fransa'ya elçi olarak Süleyman Ağa'yı göndermiş, Süleyman Ağa Paris'te özel bir törenle karşılanmış. Fakat Süleyman Ağa, Fransız sarayının ihtişamına dudak bükmüş, beklenen hayranlığı göstermemiş. Kral Louis de bu intikamı almak için Molière’e gülünç bir Türk balesi sipariş eder !
Kibarlık Budalası; sonradan görme bir burjuva olan Mösyö Jourdaın'ı konu alır. Mösyö Jourdan, çevresindeki insanlar tarafından küçük görülen, bilgisizliğinden yararlanarak dalga geçiren, sürekli borç alınarak yakınmış gibi davranılan bir adam... Eşi, Mösyö Jourdan'ın küçük düşürüldüğünü görse de laf dinletemez ve bu duruma engel olamaz... Jourdan ise her şeyden habersiz evde vereceği davete hazırlanır. Müzik hocası, dans hocası, felsefe hocası derken evde tam bir müzikal havası yaratılmıştır.
Oyun her ne kadar Türkleri küçük düşürmek amacıyla yazılmış olsa da, sadece son sahnelerde bu olaya yoğunlaşılması ve dozu arttırılmaması nedeniyle içimi rahatlattı. Türklerin kıyafet ve konuşmalarına hafif bir şekilde değinilmiş, eleştiriyi ileri boyutlara taşınmamıştır. Diğer sahneler ise oldukça keyifliydi, tam bir komedi.