İnsanın doğasında olan "doyumsuzluk" doğal olarak aşka da yansımaktadır. "Bir küçük evi, bir küçük bahçesi ve bir de küçük işi" olmakla yetineceğine binlerce kez kendini inandırmış bir insan, bu "küçük" kazanımları elde eder etmez, bir başka "küçük" kazanımlara, daha sonra da ''büyük" kazanımlara yönelir. Ev "minik", bahçe "küçük" gelir . .
Ne yüksek ne çok uzak, ne hükümdar ne kral, yolun kenarında küçük bir kilometre taşısın sadece.
Sayfa 90
Reklam
"O halde kendini yargılayacaksın," dedi kral. "En zoru da budur. Kendini yargılamak başkasını yargılamaya benzemez. Eğer kendini yargılamayı başarabilirsen, o zaman gerçek bilgeliğe ulaşmışsın demektir."
Güçlü olmak çok güzeldi. Diğer insanların düşüncelerinizle etkilendiklerini görmek. Kral ve kraliçeleri hissettikleri şeyin bu olduğunu düşünüyordum; yalnızca birkaç sözcükle bir savaş başlatabilir ya da tüm nüfusu esir alabilirlerdi. Küçük bir kızken, eski evimin merdivenlerinde çömelmiş halde, başımda ağır tacıma diz çöken bir insan seline bakıyormuş gibi yaparak fantezinin kurduğum şey de bu olmalıydı.
Bonaparte'ın Fouché'ye karşı güvensizliğinin ilk olarak ne zaman baş gösterdiği, yoğun geçen o yılların olaylar bolluğu içinde neredeyse ebediyen gizli kalabilecek bir bölümken, tuhaftır, gününe ve saatine varıncaya kadar açıkça tespit edilir; bunu (tabii ki derhal bir nebze şairane süslemeler ekleyerek) ortaya çıkaran, silik olanda özü
Sayfa 135 - 136 Can Yayınları
"O zamanlar sen de kendi kendini yargılarsın, diye yanıt vermiş kral. Ondan zor bir şey yoktur. Kendi kendini yargılamak, etrafındakileri yargılamaktan çok daha zordur. Kendine doğru yargılamayı başarırsan gerçek bir bilgesin demektir."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.