Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
Küçük meselelerde bağımlılık kendini her gün gös terir ve tüm yurttaşlara varlığını alttan alta hissettirir. Onları asla umutsuzluğa sürüklemez ancak sürekli en geller ve kendi iradelerini kullanmaktan vazgeçmeye yö neltir. Böylece zihinlerini yavaş yavaş köreltir ve ruhlari ni karartırken itaatin ancak bazı çok vahim ve çok nadir koşullarda
Reklam
Geylan Dımeşki'nin Öldürülmesi veya Siyasi Fetvalar
Burada şunu da belirtelim ki, Ömer b. Abdilaziz döneminde Kaderiye'nin yılmaz savunucusu Gaylân'a gösterilen müsamaha, daha sonra hilâfete gelen Hişam b. Abdilmelik zamanında gösterilmemiştir. Nitekim Gaylân'ın, gerek özelde Emevî halifesi olan Hişam, gerekse genelde Emevîlerin, “ilâhî hakk ve cebr adına” yaptıkları zulümleri alenen kınamaya devam etmesi ve bu görüşü benimseyenlerin giderek çoğalıp artmak suretiyle kendisi için önemli bir tehlike arzetmesi üzerine onu yok etmeye karar verir. Böylece insanın özgür iradesini savunmak suretiyle yapılan zulüm ve baskıları kınamayı sürdüren Gaylân, ya davasindan vazgeçecek ya da yok edilecektir. Ancak halkın gözünde idamı meşru göstermek için, onun, “Şam'ın en meşhur fakihi" kabul edilen ve aynı zamanda “Beni Ümeyye'nin tayin edilmiş bir memuru olan” Evzâî ile; halife Hişam'ın önünde münakaşa yapması istenir. Münakaşa düzmece bir münakaşadır ve işin sonunda Gaylân, Evzâî'nin de fetvasıyla feci şekilde idam edilir. Aslında olay, tekfir ve tadlil silahını kullanarak siyasî muarızları halkın nazarında küçük düşürmek ve onların umumi hayata etkilerini ortadan kaldırmaktan ibarettir. Bunun için de Emevî sultanları, kendi görüşlerini benimseyen fakihleri kullanmaktan kaçınmamışlardır. Nitekim gerçekte ise, mütekellimler arasında cereyan eden münakaşalarda asıl ayırt edici hüküm, her zaman siyasî otoriteye ait olmuştur. Akideler, siyasî oyun içinde dönüpdolaşır; ancak her zaman haklı olan, sultan ve onun fakihidir. Her zaman haksız olan ise, muarızlardır, muhaliflerdir!..
Sayfa 130-131
Birikimli ve Aydın kişiler olmanız sizin için bir imtiyaz ve ayrıcalık gerekçesi olamaz. Hakimiyet, şan şöhret ve kaygısız, refah dolu bir hayata sahip olma hakkı da vermez. Aydın olmak sizler için bir vazife, ifa etmeniz gereken bir hizmettir. Sizin göreviniz bir mum gibi yanarak, halk aydınlatmaktır. Mumu yaptıktan sonra fanus altında tutmazlar,
Sayfa 148
“Sosyalizm, hazır olarak gökten düşmeyecek. O, yer yemişidir. Tarihin, şimdiki ve geçmişteki medeniyetlerin ona büyük etkisi olacaktır”(Galimcan İbıahimov) Sosyalizmi içermeyen bir milliyetçilik-Eski İrlanda toplumsal yapısının temelinde bulunan o ortak mülkiyetin daha kapsamlı ve daha gelişkin biçimine dayandırılmış bir toplumsal yeniden
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
Reklam
40 öğeden 41 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.