Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların en hayırlısının özellikleri
Hatice, Muhammed (s.a.v.)'in yolculuğu ve yaptığı alışverişleri anlatışını dinledi. Çok kâr etmiş görünüyordu, çünkü şimdi elindeki mallan maliyetinin iki katına satabilme olanağı vardı. Fakat bu tür düşünceler onun zihinden uzaklardaydı, çünkü Hatice'nin dikkati anlatılanlardan çok anlatan kişide yoğunlaşmıştı. O, orta boylu, ince, geniş omuzluydu, başı büyük ve vücudunun diğer organları da orantılı bir şekildeydi. Saçı ve sakalı sık ve siyahtı, dümdüz değil, hafiften dalgalıydı. Saçları omuzları ile kulak memesi arasına kadar uzuyor, sakalı ise hemen hemen saçlannın uzunluğuna iniyordu. Geniş bir alnı vardı; göz yuvarlakları geniş, kirpikleri uzun, kaşları ise geniş ve hafif çatıktı. Eski kaynakların çoğunda gözlerinin siyah olduğu söylenir, fakat bazı kaynakla- ra göre gözleri kahverengi, hatta açık kahverengidir. Burnu kemerli, ağzı ge- niş ve güzel şekilliydi. Sakallarını uzatmasına rağmen bıyıklarını hiçbir za- man üst dudağına dek uzatmadığı için dudaklarının güzelliği görülebilirdi. Cildi beyazdı, fakat güneşten bronzlaşmıştı.
Sevgili Peygamberimiz(SAS)
“O, orta boylu, ince, geniş omuzluydu, başı büyük ve vücudunun diğer organları da orantılı bir şekildeydi. Saçı ve sakalı sık ve siyahtı, dümdüz değil, hafiften dalgalıydı. Saçları omuzları ile kulak memesi arasına kadar uzuyor, sakalı ise hemen hemen saçlarının uzunluğuna iniyordu. Geniş bir alnı vardı; göz yuvarlakları geniş, kirpikleri uzun, kaşları ise geniş ve hafif çatıktı. Eski kaynakların çoğunda gözlerinin siyah olduğu söylenir, fakat bazı kaynaklara göre gözleri kahverengi, hatta açık kahverengidir. Burnu kemerli, ağzı geniş ve güzel şekilliydi. Sakallarını uzatmasına rağmen bıyıklarını hiçbir zaman üst dudağına dek uzatmadığı için dudaklarının güzelliği görülebilirdi. Cildi beyazdı, fakat güneşten bronzlaşmıştı. Bu doğal güzelliklerin yanı sıra, yüzünde -babasında da var olan, fakat oğlunda daha güçlü bir şekil alan- bir nur vardı. Bu ışık daha çok alnında ve parlak gözlerinde ışıldardı. ”
Reklam
Kulak memesi?
Daha süt çocuğunda bulunan ve olgun yaşa dek, hatta büyük yaşam boyunca süren emme ve azar azar içine çekme, amacı bir besini söğürme olmayan dudakların ritmik ve yinelenen bir haraketinden başka bir şey değildir. Dudağım bir bölümü,dil,derinin başka bir bölgesi, sık sık ayak başparmağı bile emme nesneleri olurlar. Aynı zamanda başka bir dürtü belirir, bu ritmik bir biçimde kulak memesini tutmak ve çekiştirmektir, çocuk başka bir kimsede aynı şekilde yakalayabileceği bir vücut bölümü arar. ( Bu, çoğu zaman kulak memesidir.)
Sayfa 50 - Tutku yayıneviKitabı okudu
Epey ilginç bir bakış açısı.
Kulak memeleri sadece bu iş için ortaya çıkmışa benzer. Anatomi bilginleri burada çok defa hiçbir nedene dayanmayan bir ek parça ya da "hiçbir yararı olmayan, fazladan bir yağ büyümesi" diye nitelerler. Kulak memelerinin varlığı, genellikle, eskiden sahip olduğumuz büyük kulakların bir kalıntısı olarak açıklanır. Oysa, öteki primat türlerine bakıldığı zaman, onlarda böyle etli bir kulak memesinin varlığına rastlanmamaktadır. Kulak memesi, bir kalıntı olmak şöyle dursun, cinsel uyarma etkisiyle kızardığı, şiştiği ve aşırı derecede hassaslaştığı göz önüne alınırsa, sadece yeni bir şehvet merkezi yaratmak amacıyla gelişmiş gibi görünmektedir (Bu küçük et parçasının oynadığı rolün şimdiye kadar bu açıdan pek önemsenmemiş olması şaşılacak bir şeydir. Oysa, kadın olsun, erkek olsun çok kişinin sadece kulak memesinin uyarılması sonucu orgazma vardıklarını unutmamalıyız).
Kulak memesi, bir kalıntı olmak şöyle dursun, cinsel uyarma etkisiyle kızardığı, şiştiği ve aşırı derecede hassaslaştığı göz önüne alınırsa, sadece yeni bir şehvet merkezi yaratmak amacıyla gelişmiş gibi görünmektedir
Bir hikaye
KARACAOĞLAN’IN DÜNYAYA GELİP DE BAŞINA HAL GELDİĞİ YER Bir memlekette iki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hiç evladı yoktu. Halleri müsait idi. Bir gün o iki kardeş birbirine dediler ki: — Bizim evladımız yok. Cenabı Allah’a yalvarsak da bize evlat verme’ m’ola? dediler. “Yarabbi, bize birer evlat ver,” dediler. “Zenginlik verme evlat ver. Sonra
Reklam
İLKEL TOPLUMLARDA "KADIN"
Yanomamo kadını tipik düzeyde öfkeli olan, uyuşturucu kullanan Yanomamo'lu savaşçı kocanın yabanıl vasiliğinden kurtulamaz. Bütün Yanomamo erkekleri eşlerine fiziksel olarak kötü davranırlar. Kocalardan nazik olanları eşlerini sadece dövüp sakat bırakırlar; yabanıl olanları ise yaralayıp öldürürler. Kocanın karısını korkutmasının en çok yeğlenen yolu kadının delinmiş kulak memelerinden geçirilmiş biçimde taktığı bambu çubuklarını hızla çekmektir. Öfkelenmiş bir koca bu çekmeyi öylesine güçlü biçimde yapabilir ki kulak memesi yırtılıp açılır. Chagnon tarlada bulunduğu sırada, karısının zina yapmış olduğundan kuşkulanan bir erkek daha da ileri gitmiş karısının her iki kulağını da kesip koparmıştır. Yakın bir köyde, başka bir koca bir palayla karısının kolundan kocaman bir et parçası kesmiştir.
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.