Kur'an, Resûlüllah'ın şahsında pratiğe dönüşmüş, onun şahsında adeta bir insan olmuştur. Resûlülah ise onun hükümlerine pratiklik kazandırarak canlı bir Kur'an olmuştur.
Sayfa 20Kitabı okuyor
Işte Kuran
İşte Kur'an budur. O, tamamıyla hayatın içerisindedir. Hayattan kopuk bir düşünce veya ütopyalar âleminin sözcüsü değildir. Bizzat hayatın içerisinde yerini alır ve fonksiyonunu olanca açıklığıyla ve mükemmelliğiyle yerine getirir.
Sayfa 20Kitabı okuyor
Değer bilmek
Alınan her bir nefesin değerini anlamak için sadece bir dakika hiç nefes almadan durmaya çalışmak dahi fazlasıyla yeter.
Sayfa 15Kitabı okuyor
Dava adamı, bu yolda sabrın, direnişin ve istikrarın anahtarının sağlam bir maneviyat olduğunun farkındadır. Bu nedenle namazlarını cemaatle kılmaya gayret eder. Her gün Kur'an'dan muhakkak bir bölüm okur. Dilini sürekli Allah'ın zikri ile ıslak tutar. Gözünü, haramdan korumaya özel bir gayret sarf eder. Yediğine içtiğine dikkat eder ki sözü tesirli, işleri bereketli olsun.
Dava adamı, laubaliliğe, ciddiyetsizliğe, korkaklığa, pısırıklığa, iki yüzlülüğe asla prim vermez. Kibirden, hasetten, riyadan, tembellikten, gafletten uzak bir hayat yaşar.
Sayfa 8Kitabı okuyor
Enbiya suresi
Pek çok peygamberden söz ettiği için bu süre peygamberler anlamına gelen Enbiya adını almıştır. Mekke'de indirilmiş olup 112 ayettir. Sure tevhid peygamberlik ve ahiret gibi İslam'ın temel inanç esaslarını ele alır ve bu konuları değişik yönleri ve işler. Müşriklerin bu inanç esasları ile ilgili itirazlarına cevaplar verir. Önceki peygamberlerden bahsederek onları yalanlayanların cezalandırıldıklarından söz eder. Böylece hem peygamberin döneminde onu yalanlayan müşrikler hem de peygamberi yalanlayan diğer dönemlerin insanları uyarılır.
Sayfa 362 - Cilt 3Kitabı okuyor
Şefaat
O gün birileri bir şeyler söylemek isterse araya şefaatçiler koyup konuşamayacak ancak Allah'ın izin verip söyleyeceklerinden hoşnut olduğu kimseler konuşabilecektir. Sözün bağlamından 109 ayette sözü edilen şefaatin konuşma izni almak konusunda olduğu ve üçüncü bir şahsa böyle bir şefaati yetki verilmeyeceği anlaşılmaktadır. Çünkü o gün ne bu konuda ne günahların bağışlanması veya sevabının artırılması konusunda üçüncü bir şahsın araya girerek şefaat etmesi diye bir durum olmayacaktır.
Sayfa 351 - Cilt 3Kitabı okuyor
Kuru Meyveler
Kur'ân ve Hadislere göre meyveler aynı derecede yararlı gıda maddeleridir. Peygamberimiz ( s .a.v.) inciri zikretti ve sonra söyledi: "Eğer cennetten gelme bir meyveyi zikretmem gerekse idi, incirdir derdim. Çünkü cennetlik meyvelerin çekirdekleri yoktur. Hemoroid ve gut hastalıkları olanlar bu meyvelerden yesinler." (Buhari)
A'râf Sûresi 158. Âyet
De ki: " Ey insanlar! Gerçekten ben göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın hepinize gönderdiği elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur. O hayat verir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan resulüne - ki o Allah'a ve onun sözlerine inanır - iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.
Sayfa 169 - Diyanet YayınlarıKitabı okuyor
Zevk, konfor, gösteriş, arsızlık, yüzsüzlük
Günümüz dünyası, şeytana tapan bir dünya olduğu için zevke, rahata tapmaktadir. Bu tapınma, gününüz insanını konforun, makinenin esiri yapmıştır.
Anadan uryan dolaşan nesillerin varlığı, şeytan dininin zafer göstergelerinden biri olarak iblisi herhalde çok mutlu etmektedir.
Sayfa 193Kitabı okudu
El-Hayatü'd- Dünya
Çok yanlış anlaşılan bir kavramdır Kur'an'daki "el-Hayatü'd-Dünya" kavramı.
Bu kavram öte dünyayı hesaba katmayan yaşam tarzını yani "bu dünyacı hayatı" ifade eder. Kur'an'da "oyun ve eğlence" olarak nitelenen yaşam tarzı budur.
Yoksa dünyanın kendisi Allah'ın bir âyetidir, Allah'ın yarattığı her şey gibi insanı Allah'a götüren işaret taşlarıdır.
Hayat da, Allah'ın insana lütfettiği en büyük nimetlerden birisidir.
"Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver." Allah'ın bize öğrettiği bir duadır. (Bakara sûresi, 2/201. âyet)
Müslüman
Müslüman ruhunu kuvvetlendirme ve nefsini terbiye etmek ve onu daima ileriye sürmek ve onu aşağıya düşmemesi için himaye etmekten sorumludur.
"Nefse ve onu şekillendirene, sonra da ona kendisi için kötü ve iyi olanı öğretene yemin olsun ki nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Ne Nefsinin gerçek yüzünü gizleyen ise hüsrandadır."
Sayfa 129 - RisaleKitabı okuyor
80. Bir de tutturmuşlar, "Sayılı birkaç gün dışında, bize kesinlikle azab edilmeye cek" diyorlar.3 Ey Peygamber! De ki: "Bu konuda Allah'tan bir söz mü aldınız? Şayet öyle ise (ki, böyle bir şey olamaz), Allah asla sözünden dönmez. Aslı esası olmayan4 bir şeyi Allah'a nasıl isnad edebiliyorsunuz?"
81. Hayır, iş onların sandığı gibi değil! ( Gerçekleri gizleyerek) günah işleyen ve bunu bir hayat tarzı haline getirerek günah batağına saplanan kişiler cehennemliktirler; onlar orada asırlarca kalacaklardır.
Sayfa 11
Bilmek ile yaratmak arasında zaruri bir ilişki var. Bilmeyen bir varlık yaratamaz. Yaratıcıysa zaruri olarak aynı zamanda bilen de olmalıdır. Neyi bilecek? Bizim zaman sağlığımız içinde geçmiş şimdi gelecek diye ifade ettiğimiz her ne varsa, bilme konusunu teşkil eden ne varsa hepsini Cenabı Hak bilir. "Olanları bilir, olmayanları bilmez" gibi saçma tasniflere Kur'an ve Sünnet zemininde baktığımızda bir yer bulmak mümkün değildir.
RıhleKitabı okuyor
