SABAH olduğunu görmek yok mu, beni öldürüyor: Şehrin bir ahtapot gibi uyandığını; rayların, elektrik kablolarının, uzun uzun gerindiğini görmek! Her sabah bir kere ölüyorum. Belki zamanı duymak, beni öldürüyor: Kendisini bize zorla kabul ettiren, müthiş akışını duymak; bu akışa, bir türlü dizgin vuramayıp yenilmek ! Her sabah yeniden aydınlanan pencerelerin, evin içindeki alışılmış sabah seslerinin beni kahretmesi bundan mı?