Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
yalan bahçesinde bir gül
19.Yüzyıl İngiltere'si ve o yıllarda taşrada ailesiyle yaşayan genç bir kadın Tess. Eserin konusu için tipik Türk filmi tabirini kullanabiliriz. Yoksul bir kız ve ailesinin tek kurtuluş ümidi. Bu kurtuluşa giden yol tabii ki soylu bir ailenin veliahtıyla evlenmekten geçiyor. Peki ya aşk! Tess bu ikilemde öyle şeyler yaşıyorki mücadeleci yapısı, asiliği, her türlü baskıya ve zulme başkaldırışı kadınların mücadeleci yapısını bir kez daha ortaya çıkartıyor. Yazar dönemin sosyo-kültürel özelliklerini, cinsiyet ve sınıf ayrılıklarını, ekonomik koşullarını tüm çıplaklığıyla ortaya koymuş. Bu yüzden o dönemde sert eleştirilerede maruz kalmış. Bazı kısımlar gereksiz yere uzatılarak aşırı derecede dramatilize edilmiş diye düşünüyorum. Onun dışında akıcı diliyle kolay okunan bir eser. Zihin yoran kitaplara mola vermek için okunabilir. Keyifli okumalar.
Tess
TessThomas Hardy · Martı Kitabevi · 20131,550 okunma
"Benim için kurtuluşa giden yol konuşmaktan geçiyor."
Sel yayınları
Reklam
Kurtuluşa giden yol ne sağa ne sola, kalbinizin taa içine gider ve tanrı yalnız oradadır ve barış yalnız oradadır.
Sayfa 11
Dünyada kötülük hortladığında Tanrı, yeryüzünde kendi arzusunun egemen olması için her birimize farklı bir görev verir. Kurtuluşa giden tek yol affedicilik değildir.
Sayfa 308Kitabı okudu
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Kurtuluşa giden yol ne sağa ne sola, kalbinizin ta içine gider ve tanrı yalnız oradadır ve barış yalnız oradadır.
Kurtuluşa giden yol ne sağa ne sola, kalbinizin ta içine gider ve tanrı yalnız oradadır ve barış yalnız oradadır.
"Kurtuluşa giden tek yol affedicilik değildir"
Sayfa 308 - Altın KitaplarKitabı okudu
Totaliter rejimler varlıklarını, devletin yeryüzündeki Tanrı olduğu; İlahî devletin ökçeleri altında birleşmenin kurtuluş ve bu kurtuluşa giden tüm yolların, içten içe kötü olsalar bile, doğru ve tereddütsüzce uygulanabilir olduğu bir siyasi monizm felsefesi yoluyla haklı çıkarırlar. Bu siyasi monizm, pratikte, küçük bir azınlık aşırı ayrıcalıklarla donatılırken kitlelerin baskı altına alınmasına, yurtta mutsuzluğa ve cihanda savaşa götürür. Fakat aşırı ayrıcalık ve iktidar, gurur, açgözlülük, kibir ve zulüm gibi günahlar için daimi ayartıcılardır. Baskı korku ve kıskançlığa yol açar; savaş nefret, sefalet ve ümitsizlik doğurur. Tüm böylesi negatif duygular ruhsal yaşam için ölümcüldür. Sadece kalpleri temiz ve ruhları Tanrı’nın ışığına aç olanlar Tanrı’nın birleştirici bilgisine sahip olabilirler. Bu yüzden, toplumlara, bu toplumları oluşturan bireylerin hazır olduklarından daha çok birlik dayatmak, bu bireylerin tannsal İlkeyle ve birbirleriyle olan birliklerini anlamalarını psikolojik açıdan neredeyse imkânsız kılar.
Reklam
En kötü durumlarda bile insanın şükredecek şeyleri vardır ve bazen kurtuluş umuduğundan daha yakındır, hatta ölüme gittiği sanılan yol kurtuluşa giden yolun ta kendisi bile olabilir.
Kurtuluşa giden pek çok yol var. Tek yol bağışlamaktan geçmiyor.
Sayfa 194 - Altın KitaplarKitabı okudu
Susan cümlelerle değil, ölçülü ve detaylı paragraflarla konuşuyordu. Benim için en vurucu yanıysa kesinliği ve düşüncelerini ifade edişinde -bir zaman- lar Henry James'in yazı biçimini tarif ederken kendisinin kullandığı tabirle- "ahlak ve dilin ince ayarıydı"; parantezler ve sıklık zarfları ("bazen", "ara sıra", "genellikle", "çoğunlukla", "hemen her defa") kullanarak kastettiği anlamları dikkatle dengeye oturtması, sohbetinin cömertliği ve akıcılığı, Fransızların ivresse du discours dediği şey, yani söylenen sözcüklerle sarhoş olma haliydi. "Yar atıcı diyaloglar şeklindeki sohbetlere bağımlıyım," demişti günlüklerinden birinde ve şöyle devam etmişti: "Benim için kurtuluşa giden yol konuşmaktan geçiyor."
Sayfa 13 - Sel Yayıncılık
Kurtuluşa giden yol ne sağa ne sola,kalbinizin ta içine gider ve tanrı yalnız oradadır ve barış yalnız oradadır.
“Kurtuluşa giden pek çok yol var. Tek yol bağışlamaktan geçmiyor.”
Sayfa 194 - AvilaKitabı okudu
448 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.