Hoyrattır bu akşamüstüleri daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik
Ormanda vahşi hayvanlar bol olmasına rağmen, hayvansal ürünler Yanomami halkının besin arzının yalnızca küçük bir yüzdesini oluşturur. Ayrıca, rehberimiz bize ev hayvanı olarak besledikleri evcil hayvanlarını veya sadece ruhani amaçlar ve törenler için kullandıkları kuş yumurtalarını asla yemediklerini anlatmıştı. Kadınlar, bahçelerde bir tür
youtu.be/ZS8HnpRJ9ls?si=...
Çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessen
sözgelimi tırnaklarını yemesen
akşamları erken yatsan iyi olur.iyi olur elbet
yani şu süsenler, kır menekşeleri yok mu
ne desem
denizin bir tenhalıkla uyumu
kayboldu
kış çoktan unutuldu da ondan. bir akşam
bir manav bütün hüznüyle konuştu
salatalara vuran
Gam yeyip gam çekme divane gönül
Cümlenin nasibin daim veren var.
Ettiğin işleri bilmez belleme
Kara karıncayı gece gören var.
Doğruyu koyup da sen eğri gitme
Bir kulun sırrını bir kula satma
Bırak kibirliği mağrurluk etme
Binbir ayak üzerinde duran var.
Yitirip fikrini ummana dalma
Kul olan bir kulun hakkını alma
Senden aşağıya zulümkâr olma
Sırat köprüsünde sorgu soran var.
Âşık olan yetmişinde sorulur
Sahipsiz kuş kanadından kırılır
Ol mahşer yerine iki ev kurulur
Biri cennetâla bir de niran var.
Dünyaya geleni ölmez belleme
Her dem ağlayanı gülmez belleme
Âşık Ruhsatî'yi bilmez belleme
Buna dilimiz nurı Kur'an var.
Âşık Ruhsatî
"Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
Ne kapanan kapılar,
Ne yıldız kayması gecede,
Ne ceplerde tren tarifesi,
Ne de turna katarı gökte.
Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde
Kendi sesiyle silinmek.
...
Birdenbire büyümesi
Gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun.
İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde.
...
Ne mi yapacağım bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce.
Şiir okumayacağım bir süre,
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim.
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim.
Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım
Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında
Gençliğimi anımsamak için."
Şükrü Erbaş
Türk edebiyatının en büyük ne harika en en şairi Orhan veli kanık Bütün o çok harika şiirlerinin bulustuğu kitap bütün şiirleri isimli kitabı. Orhan veli Türk edebiyatında devrim yapmıştır şiirin kuralarının dışına çıkıp şiir daha özgür bır alanda yazıp harikalar yaratmıştır.burdan çıkışla bu akımın yani garip akımının öncüsüdür. tabiki en iyi
Toprağın burcunda bir çift kuş; kefesinde, çaresizliğin ayak izleri... Henüz silinmemişken kaderleri, gönül pusulalarında bir yakarış; sancılıca titriyor bahar düşleri... Bilirim ki ayrılığın gölgesindeki haz, hâlden (na!) anlamaz. Asılsız bekleyişlerden yılgın, ayaz’dan mecalsiz, umuttan bi-lâl; olsa ne çare! İlk yaza ve güneşe, aşka ve ölüme, kanat çırpan bir kuş; göçse ne çare, konsa ne çare! Yüreğim diyorum, yüreğim; onlar gibi yuvasız, onlar gibi biçare...