Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hayatta kalan bir fedai meyvesiz bir tarla, kanatsız bir kuş gibidir. Bir fedai, bir savaşçı değildir. O, ölmek için öldürür. Ölüm onun için bir risk değil, cennete kavuşmak için bir anahtardır. Asıl ulaşmak istediği kendi ölümüdür…”
Reklam
Sevgi bu bit deyince biter mi Sevgi kuş mu git deyince gider mi Sonsuza inançlıdır sevgi denen Geriye kalandır her bitenden Her yanlışın toprağıdır çürütmeye Her eksiğin dünyasıdır değişmeye Her doğrunun inancıdır yaşatmaya Her yücenin amacıdır yaratmaya Her güzelin biçimidir korumaya Her çirkinin ölümüdür yok etmeye
Kuş ölümlüdür içim sıkılıyor içim sıkılıyor avluya çıkıyorum ve parmaklarımı gecenin gergin teninde gezdiriyorum hiç ışık yok hiç ışık yok kimse güneşle tanıştırmayacak beni kimse serçelerin şölenine götürmeyecek beni uçmayı anımsa kuş ölümüdür.
Reklam
Kuşlar kısa hayat uçuyor;)
Geride izlerimiz kalıyor.''Sen uçuşu hatırla, kuş ölümüdür'' diyor ya şair, bizden geriye gökyüzünde ve yeryüzünde çizdiğimiz o narin çizgi kalıyor.
Sayfa 185Kitabı okudu
KUŞ ÖLÜMLÜDÜR
içim sıkılıyor içim sıkılıyor avluya çıkıyorum ve parmaklarımı gecenin gergin teninde gezdiriyorum ışıklar sönük ışıklar sönük kimse beni güneşle tanıştırmayacak kimse beni serçelerin davetine götürmeyecek kuș ölümüdür sen uçmayı hatırla
Sayfa 370Kitabı okudu
Ah Adile Naşit
Adile Naşit'in hayatındaki acı kayıplarından biri de oğlu Ahmet'in ölümüdür. 13 Eylül 1980 yılında ses dergisinde yayınlanan röportajda, oğlunun kaybetmenin acısını şöyle anlatmıştır: "Evet, daha büyüğünü yaşamadım. Biz ana, baba, çocuk değildik. Üç tane dosttuk. Güzel bir arkadaştık. Ölümüne hazırlamıştık biraz kendimizi. Açık kalp ameliyatı geçirdiği ve yaşayamadı. Ondan sonraki 5 sene benim için inanılmaz acılarla dolu. Elbette Ziya bey içinde. işte sonra kuş, köpek, bebek böyle oyuncaklara tutkun olduk. Balıklar yaşadığı, köpek kör oldu, çiçekler büyüdü böyle gidiyor yaşamın geri kalan kısmı.
Reklam
Kıpırdanış, canlılık belirtisidir, dedim içimden. Dilsiz dilimle söylendim durdum. ",Yeter ki insan kıpırdasın; gülme krizine girsin, ağlama tufanına tutulsun, coşkudan delirsin... Kıpırdamadı mı kötü? Ölüm öyle mi geliyordu? Son bir kıpırdıyorsunuz ve katılaşıyorsunuz. Değişmez görünüşün donmuş kalıbına girmektir bu. Görünüşte ne güleçlik, ne yüz asıklığı, ne öfke, ne kin, ne arsızlık, ne ihanet, n mutluluk... insana özgü ne varsa yok olup gidiyor.." ... Ölümü düşününce varlığa yokluk gibi bakıyoruz. Bel bağladığımız umut, peçeli dolaşıyor; peçenin gizlediği umudun yüz çizgilerini göremeyince aldanıyoruz. Gizlediği yüzüne kanıp kendimizi kuş uçuşu sevinçlere kaptırdığımız oluyor. İnsana büyük "düşüş" ü yaşatan, umudun bu ölümüdür.
Geride izlerimiz kalıyor
"Sen uçuşu hatırla, kuş ölümüdür" diyor ya şair, bizden geriye gökyüzünde ve yeryüzünde çizdiğimiz o narin çizgi kalıyor.
Sayfa 185
Kimse beni Tanıştırmayacak güneşle Kimse beni götürmeyecek serçelerin konukluğuna Uçuşu hatırla Kuş ölümüdür.
"Kimse beni Tanıştırmayacak güneşle Kimse beni götürmeyecek serçelerin konukluğuna Uçuşu hatırla Kuş ölümüdür."
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.