Ölünceye kadar onlara tanıklık etmek, işte benden yapmamı istedikleri şey, sanki bu abuk sabuk iş bir ölüm nedeni olabilirmiş gibi. Onları ve kardeşliğimizi ifade etmeden ağzımı açmamak, işte beni zorladıklarını sandıkları şey. Onların soyundan olmadığımı söylemeden asla kullanmayacağımı düşündükleri bir dil vermişler bana, iyi numara doğrusu. Ama onların bu anlaşılmaz dilini anlaşılır bir hale sokacağım. Kusmuk gibi ağzından fışkıran öykülerin tek bir sözcüğünü anlamamıştım, tek bir sözcüğünü bile. Algılama yeteneksizliğimi, unutma konusunda gösterdiğim dehamı küçümsediler. Sevgili kavrayışsızlık, senin sayende kendimi olacağım sonunda.
Sesim,öylece-Kusmuk Gibi-kalırdı ağzımda.
Reklam
Ey Çocuklar Ey çocuklar Okyanus'tan Körfez'e dek Umut başaklarısınız siz Sizsiniz zincirleri kıracak kuşak Başlarımızdaki afyonu öldürecek Gölgeyi geberteceksiniz Ey çocuklar, iyiler sizsiniz artık Temizler sizsiniz, çiy gibi, kar gibi temizler Bizim bozguna uğramış kuşağımızı okumayın çocuklar Hüsrana uğrayanlarız biz Bir karpuz kabuğu gibi değersiz Çürümüşüz biz, çürümüşüz nallar gibi Bizim haberlerimizi okumayın Okumayın eserlerimizi bizim Fikirlerimizi kabul etmeyin Kusmuk, firengi, öksürük çağıyız biz Dalavere, cambazlık kuşağıyız biz Ey çocuklar Ey bahar yağmurları, ey umut başakları Derin hayatımızda bereket tohumlarısınız Bozgunu bozguna uğratacak kuşak sizsiniz. (Nizar Kabbani Gazaba Uğramış Şiirler)
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir çiçeği kafasına koyan biri,bir kaç otun ayak altında çiğnenmesini hiç düşünür mü? ''Ve savaş sona erdi artık ve bizler yitik gemilerin çürümüş tahtalarında gece vakitleri gizlice bir kusmuk gibi o iğrenç barış ülkesinin sahillerine kusuyoruz'' 1.dünya savaşının etkisini üzerinden atamayan Almanya 2.dünya savaşını başlatır. milyonlarca insanın hayatının mahvolduğu korkunç bir savaş ve savaş sonrası Wolgang Borchert savaşa karşı tutumu ile hapis cezası almış ve sonrasında Rusya cephesine gönderilmiş savaş'ta yaralanmış savaş sonrasında yine tutuklu kalıp bu süreçlerde hastalanmasına rağmen yazmayı hiç bırakmayan yazar isviçre de tedavi gördüğü hastanede genç yaşta (26) yaşında gözlerini yumuyor.Savaş sonrasını,Hamburg'u,Elbe nehrini ve yaşayışı etkili bir dille okuyucuya sunmuş.Karahindiba,Ama fareler uyurlar geceleyin,Mayısta,Mayısta ötüyordu guguk,Şişifoş ya da dayımın garsonu öyküleri Bu bizim manifostumuz yazısı ile zirveye çıkıyor mutlaka dikkatli okunup düşünülmesi gereken bir kitap iyi okumalar
Ama Fareler Uyurlar Geceleyin
Ama Fareler Uyurlar GeceleyinWolfgang Borchert · Yapı Kredi Yayınları · 2022512 okunma
Çuang Tzu
"Eski zamanların büyükleri uyurken rüya görmezlerdi. Korkuyla uyanmazlardı. Basit yiyecekler yer, derin soluklar alırlardı. Büyüklerin solukları topuklarından çıkardı, solukları kusmuk ve gırtlaklarından çıkan bugünün vasat insanlarına benzemezlerdi. Bu insanlar şehvet ve arzuyla dolduklarında kutsal doğaları sığlaşır. Eski zamanların büyükleri hayatı ya da ölümü sevmek konusunda bir şey bilmezlerdi. Doğarken sevinç duymazlardı. Ölüme giderken ıstırap çekmezlerdi. Tasasızca gelir ve giderlerdi. Hepsi bu kadardı. Verilene sevinir; ama üzerinde düşünmezlerdi."
Beden dediğin...
Ruh, tek başlarına iken varlıklarına tahammül edilmesi imkânsız olan, hepsi birbirinden iğrenç: et, kemik, kan, sinir, yağ, doku, diş, kas, bez, kıkırdak, deri, saç, kıl, tüy, tırnak, zar, tükürük, asit, salgı, safra, kusmuk, sümük, sidik, bok ve daha bir yığın iğrenç unsurun oluşturduğu, deri denen madde tarafından mükemmelen kaplanmış, kalbin attığı, kanın aktığı, kasların çalıştığı, salgıların salgılandığı, nöronların iletiştiği, kısacası tıkır tıkır işleyen ve bir araya gelince iğrenç olmaktan çıkıp güzelleşen, kimi zaman çok fazla güzelleşen ve adına beden denen bu bütünü izliyor.
Reklam
713 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.