Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
İnsan sadece düşünen bir varlık değil, aynı zamanda duyguları olan bir varlıktır. Antropolojik ve Sosoyolojik çalışmaların da gösterdiği gibi, insan hem dış dünya hem de kültür dünyası tarafından da kuşatılmış bir varlıktır. Yani insan için içselin, diğer bir deyişle biliş ve duyuşun yanında bir de dışsal olan, dış dünya ve kültür dünyası söz
Reklam
Doğal biçimlerin evrimi ile insan algısının evrimi, potansiyel bir tanıma olgusunu ortaya çıkaracak biçimde çakışmıştır: Olan şey ile bizim görebildiğimiz (ayrıca, görerek hissedebildiğimiz) şey bazen bir noktada birbirini teyit eder. Bu noktanın, bu çakışmanın iki yönü vardır: Gö­rülmüş olan şey tanınır ve teyit edilirken, aynı zamanda, gören de gördüğü şeyle teyit edilir. İnsan bir ân için kendini Kutsal Kitap 'ın ilk kısmındaki Tanrı konumunda -ama bir yaratıcı niteliklerine haiz olmadan- bulur... Ve o, bunun iyi olduğunu gördü. Doğanın karşısında hissettiğimiz estetik duygu, eminim, bu çifte, karşılıklı teyit edilmeden ileri gelmektedir.
Kapitalizm Faydası
Bu keşiflerden karşılaştırmalı gramer incelemeleri yapan, dilleri aileler şeklinde sınıflandıran, unutulmuş "proto-dilleri" bilimsel akıl yürütme yoluyla yeniden kuran filoloji çıktı. Hobsbawm'ın haklı olarak söylediği gibi "evrimi çekirdeğine yerleştiren ilk bilim” doğmuş oluyordu. Bu noktadan itibaren eski kutsal diller —Latince, Yunanca ve İbranice— aşağı sınıftan halk dillerinin alacalı kalabalığı ile eşit düzlemde ilişki kurmak zorunda kaldılar. Bu, kapitalist yayıncılı ğın söz konusu kutsal dillere dayattığı ve onları pazara açan tenzili rütbe sürecini tamamlıyordu.
Reform'a Karşı-Reform cevap verir. Aciliyetini kimsenin tartışma konusu etmediği, kiliseyi kendince canlandırmaya kalkışan Otuzlar Konsili çok sayıda dogma saptamış ya da başka tanımları askıda bırakmıştır. Ama bir kopuş yerine bir evrimi belirgin kılmıştır. Reform'un yapmak istediği gibi Hıristiyan yaşamını ve maneviyarını
Dini inançların ahlak konusunda yaptırım gücü bulunmadığı gibi bir sonuç çıkarmak yanlış görünebilir. İntihar saldırılarını ele alalım. Kişinin tutumunu belirleyen şey dini inançlar değil de ibadete katılımsa, Richard Dawkins'in vardığı sonuç mantıklı görünür: Tanrı'nın kendisinden kâfirleri öldürmesini istediğini düşünen bir kişi,
Sayfa 214 - Panama Yayınları - Çeviren: Ezgi Kardelen - I. Baskı, 2022 • Nasıl İyi Olunur?Kitabı okudu
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.