Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şaman terimi Tunguzcadan -Rusça yolu ile- Batı ilim dünyasına geçmiş ise de, aslen Sanskritçenin kollarından bir dile bağlanmaktadır. Bundan 60 yıl kadar önce «şaman» kelimesi ile bunun Türkçe karşılığı kabul edilen «kam» sözünün, fonetik bakımdan, birbirinin aynı olduğu ileri sürülmüştü. Daha sonra bu iddianın yetersizliği gösterilirken, Hind-Avrupa dillerinden Toharcada (Samane = Budist râhip) ve Soğdça'da (smn = saman) kelimelerinin keşfedilmesi, terimin Hind menşei olduğu düşüncesini destekledi ve bu husus tarihî ve etnografik vesikalarla büsbütün kuvvet kazandı. Şaman kelimesi Tunguzcaya yabancı görünüyordu ve şamanlığın güneyden kuzeye doğru yayılışında Budizm (lamaizm) tesiri sezilmekte idi. Budizm 4. yüzyılda Kore'ye, sonraları Uygurlar arasına, 13. yüzyılda Moğollara, 15. yüzyılda Amur nehri bölgesine nüfuz etmişti. Mançular arasında ise Budizm 9. yüzyılda görünmüş, fakat Ming sülâlesi zamanında (14-17. yüzyıllar) yayılmıştı. «Ruh» adlarından bir kısmı Moğol ve Mançu dillerinden alınmış ise de, «ruh» larının çoğunluğu Budist menşeli olan ve şaman cübbesinin üzerindeki tasvirlerin Budist rahipleri kostümlerinin taklidi bulunan Tunguzlar nihayet, komşuları olan Yakutlara tesir etmişlerdi. Şüphesiz «mirâç» gibi bazı şamanik unsurları ihtiva etmekle beraber Budizm, şamanlık demek değildir. Fakat bu güney kültürleri mahsulünün Orta ve Kuzey Asya'ya nüfuzunda başlıca aracı rolünü oynamıştır.
Sayfa 39 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Tek başına yöneten ve yerinden edilemez bir partiyi temel alan her rejimde diktatörlük imkanı üstü kapalı biçimde vardır. Lenin'in Bolşeviklerinin merkezileştirilmiş hiyerarşik yapısını temel alan bir parti örgütlenmesinde bu bir ihtimal haline gelir... Komünist siyasal sistemleri kalıtsal olmayan monarşilere dönüştüren Josef Stalin idi... Monarşiyle benzerlik, bu türden bazı devletlerde yönetimin kalıtsal yolla el değiştirmesi eğiliminde de görülür. Kuzey Kore ve Romanya bu konuda iki örnektir. Böyle bir gelişme erken sosyalistler ve komünistler için bütünüyle saçma ve anlamsızdır.
Sayfa 524Kitabı okudu
Reklam
Mete Han istisnai bir askerlik dehasına sahipti. Tek merkezden yönettiği ordusuyla Kore'den, neredeyse Macar Ovası'na kadar bütün bölgeye barış ve refah getirmiştir. Bu kadar Çinliyi nereye gömeceğim dediği bir savaş vardır. Tatunkfu kayıtlara geçen ilk Türk meydan savaşıdır. Savaşta 320 bin kişilik Çin Ordusu'nu İmparatorları Kao-ti ile birlikte Peteng Kalesi'nde muhasara altına aldı. Günlerce kuşatma altında kalan İmparator Kao-ti kuzey eyaletlerini Mete'ye bırakmak ve her yıl vergi vermek şartıyla sulh yapmak zorunda kaldı. Bu felaketli günleri, Çin'de hâlâ söylenen şu halk türküsü çok iyi anlatmaktadır. "Peteng Kalesi altındaki felakette yedi gün ekmek bulunmadı; asker yay çekemedi."
Sayfa 192 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
·
Puan vermedi
Kardeşimin Koruyucusu
KARDEŞİMİN KORUYUCUSU Bu kitapta anlatılan hikaye Kuzey Kore ve Güney Kore arasında 1950 li yıllarda yaşanan bir savaşta hayatları değişen bir ailenin hikâyesi.. Hikâye kısmen de olsa gerçek hayattan, yazarın annesinin anılarından esinlenerek yazılmış..Sora, Youngsoo ,Jisoo, Omahni(anne), Abahji(baba).. Dört kişilik bir aileydi onlar.. Kitabın
Kardeşimin Koruyucusu
Kardeşimin KoruyucusuJulie Lee · Genç Timaş Yayınları · 2023311 okunma
İnsanlar kendilerine daha yakın yerlerde olup biten şeyleri daha çok önemsiyorlardı. Güney Kore, Kuzey Kore yüzünden endişeleniyordu. Londra'daki insanlar Londra'daki ev fiyatları yüzünden endişeleniyordu. Eğer biri yağmur ormanında çıplak yürüyorsa, o yağmur ormanı kendi bahçelerine yakın olmadığı müddetçe adamın çıplak olmasını umursamıyorlardı. Kendi güneş sistemlerinin ötesinde olanlarla ilgilenmedikleri gibi, Dünya'yla ilgisi yoksa sistemin içindekilerle de çok az ilgileniyorlardı.
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201273 okunma
Reklam
İnsanlar kendilerine daha yakın yerlerde olup biten şeyleri daha çok önemsiyorlardı. Güney Kore, Kuzey Kore yüzünden endişeleniyordu. Londra'daki insanlar Londra'daki ev fiyatla­rı yüzünden endişeleniyordu. Eğer biri yağmur ormanında çıplak yürüyorsa, o yağmur ormanı kendi bahçelerine yakın olmadığı müddetçe adamın çıplak olmasını umursamıyorlar­dı. Kendi güneş sistemlerinin ötesinde olanlarla ilgilenme­ dikleri gibi, Dünya'yla ilgisi yoksa sistemin içindekilerle de çok az ilgileniyorlardı.
İnsanlar kendilerine daha yakın yerlerde olup biten şeyleri daha çok önemsiyorlardı. Güney Kore, Kuzey Kore yüzünden endişeleniyordu. Londra'daki insanlar Londra'daki ev fiyatları yüzünden endişeleniyordu. Eğer biri Yağmur ormanında çıplak yürüyorsa o yağmur ormanı kendi bahçelerine yakın olmadı müddetçe adamın çıplak olması umursamıyorlardı. Kendi güneş sistemlerinin ötesinde olanlarla ilgilenmedikleri gibi dünya ile ilgisi yoksa sistemin içindekilerle çok az ilgileniyorlardı. Çoğunlukla insanlar sadece kendi ülkelerinde ülkelerinin de tercihen kendilerine yakın bölgelerinde olanları bilmek istiyorlardı yani haber ne kadar yerelse o kadar iyiydi. Bu mantığa göre en ideal haber programı haberleri izleyen insanın yaşadığı evin içinde olup bitenlerle ilgili olmalıydı.
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Genç bir yazardan, tıpkı romanın ana karakteri gibi Fransız bir babanın, Güney Koreli bir annenin çocuğu Elisa Shua Dusapin'den, çok başarılı bir eser. Üstelik bu başarısı 2016'da Robert Walser, 2021 Amerikan Ulusal Kitap ödülü'yle de taçlandırılmış. Bir kahve molasında başlayıp, birkaç saatte bitirebileceğiniz dingin bir roman. Son derece duru ve yalın bir anlatıma sahip bu hikaye Güney ve Kuzey Kore arasında bulunan kış koşullarının zorlu olduğu deniz kıyısındaki sakin bir şehir olan Sokço'da geçiyor. Yaz ayları ne kadar yoğun geçse de kışın dondurucu soğuğunda turistlerin pek tercih etmedikleri bu kıyı kentinde, Seul'de üniversite öğrenimi tamamladıktan sonra geçici olarak bir pansiyonda çalışmaya başlayan genç bir kadının durağan yaşantısının bir yabancının pansiyona gelişiyle (Yan Kerrand) nasıl rutininin dışına çıktığına tanık oluyoruz. ALINTI: ["Kışın ortasında Sokço'da ne işiniz var?" "Sakinlik arıyorum.' "Doğru şehri seçmişsiniz," diye güldüm.] (syf.17) Yan Kerrand Normandiyali bir çizerdir ve yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı gibi Sokço'ya da yeni çizimleri için ilham almak amacıyla gelmiştir. İkisi arasında çekinceli, uzak ama yakın ve tuhaf (başka türlü ifade edemedim) bir ilişki başlar ve genç kadın Kerrand'a kentteki gezilerinde eşlik eder, bu geziler sırasında ona yöresel bilgiler verir. Aynı zamanda genç kızın annesiyle diyalogları, yine genç kızın sevgilisiyle ilişkisi bize Kore sosyal yaşamıyla ilgili yüzeysel bilgiler veriyor. Uzak Doğu edebiyatını seviyorum o nedenle bu kısacık romanı çok beğendim.
Sokço’da Kış
Sokço’da KışElisa Shua Dusapin · Can Yayınları · 2023324 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
Deneme türünde yazılmış bu eser çoğunlukla otobiyografik metinlerden oluşuyor.Lübnan’da 1910lu-20li yıllarda Dünya’da kıyamet kopmadan hemen önce dedelerinin ninelerinin Arap Maruni’ler ( katolik süryani topluluğu) olarak Lübnan’da - Mısır’da nasıl yaşadığını okuyorsunuz. Adana’dan tehcirle gelen ninesinin katliamdan kurtulduğunu ima etmesi bir
Uygarlıkların Batışı
Uygarlıkların BatışıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20191,743 okunma
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
Kuzey Kore Eğitim
Kitap da kuzey Kore yani Kore demokratik halk cumhuriyeti döneminde eğitim süreçlerini kısa şekilde anlatıyor. Japonya işgali ile başlayan ve okulların inşaa dönemi, en sonunda üniversitelerin açılmasına kadarki süreci anlatıyor. Eski sosyalist ülkelerden ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde okur-yazar hızlı artışı burada da oluyor. Eğitim kademeli bir artış söz konusu. Sovyetler döneminde de Stalin zamanında bu durum söz konusu. Türkiye Cumhuriyeti ise daha hızlı bir eğitim seferberliği vardı. Türkiye Cumhuriyeti bir ulus yaratma hedefi doğrultusunda hareket ediyordu.
Kim İl-Sung
Kim İl-Sung
dönemi daha kademeli bir artış vardır.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyetin'de Eğitim
Kore Demokratik Halk Cumhuriyetin'de EğitimRo Myong Sim · Yabancı Diller Yayınevi · 01 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
Sora, 12 yaşında genç bir kızdır. İsimleri Youngsoo ve Jisoo olan iki küçük erkek kardeşi, ailesi ile birlikte Kuzey Kore'de yaşamaktadır. 1950'li yıllarda Kuzey Kore'de baskıcı bir yönetim vardır. İnsanlar sürekli tetikte olduğu, bir yerden bir yere gidilirken önemli birisinden izin alınması gerektiği, sadece önemli kişiler
Kardeşimin Koruyucusu
Kardeşimin KoruyucusuJulie Lee · Genç Timaş Yayınları · 2023311 okunma
650 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sana dayatılan bilgiler ne kadar doğru? Bir piyon olarak ne kadar değerlisin? İçinde yaşadığın dünyayı isyan etmek olarak kabul edilse bile sorgulamak. Kendini kabuğuna çekmiş iki kişinin birbirine acı çektirişi. Ve güçlü koruma duygusunun her şeyi yıkıp geçişi. Yetiştirilme tarzı ve büyüdüğün ortamın insanın görüşlerini ne kadar etkilediğini
The Sword of Kaigen
The Sword of KaigenM.L. Wang · Independently Published · 20193 okunma
A.B.D Sovyet yayılmasını durdurmak için de Avrupa ülkeleriyle bir askeri ittifak zorunluluğunu duydu ve Kuzey Atlantik Antlaşması (NATO) 4 Nisan 1949'da imzalandı. Türkiye bu ittifakın dışında kalmış olmaktan kaygı duymaktaydı. Sadece siyasi bir kuruluş olan ve 5 Mayıs 1949'da kurulan "Avrupa Konseyi"ne 1949 Ağustos'unda giriş biraz ferahlık vermekle beraber Türkiye Rusya'ya karşı kendisini tam güvencede hissedebilmek için NATO'ya girmeyi başlıca çare olarak görüyordu. Böyle olursa savunma ve güvenlik yönünden hukukî bir teminat altına girmiş olacaktı. Kore'ye asker gönderme kararında bunun büyük rolü vardır..
Kuzey Amerika ve diğer bazı Batı kültürlerinde bireysel özerklik vurgulanır. Her birey bağımsız ve kendine yeten bir insandır; davranışları içsel ayırıcı özelliklerini, güdülerini ve değerlerini yansıtır (Markus & Kitayama, 1991). Bu kültürel değerin entelektüel tarihi Yahudi-Hıristiyan dininde bireysel ruh inancına ve İngilizlerin, bireylerin
Sayfa 218Kitabı okudu
689 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.