"UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR YA DA KÖLE OLARAK UYANIR!"
GAZİ
Mustafa Kemal Atatürk#118343324
" İnsanlar hem özgürdür hem bağlı, arzu ettiklerinden daha özgür, fark ettiklerinden daha bağlıdırlar, çünkü faniler kitlesi uyurgezerlerden ibarettir ve onların uykudan uyanması asla düzenin çıkarına değildir." //
Dücane Bey eski bir ülkücü biliyorsunuz. Hapse girdikten sonra dur bakalım aslında İslamiyet’te bir hakikat var diyerek elhamdülillah yola çıkmış. Ama çıktığı yolda, beyanatlarında oldukça sivri ifadelere de yer vermekle beraber felsefik açıdan ele alındığı zaman hep aynı kafanın aslında Dücane 99’lu yıllarda da onda var olduğunu görebiliyoruz. O
Diğer bir deyişle, bir dine inanmanın veya inanmamanın göstergesi sayılabilecek herhangi bir imge, eleştirilebilir olmalıdır; hatta biraz daha ileri gidersek, ağır ve komik eleştirilerin bile yapılabilme özgürlüğü bulunmalıdır. Fakat, inanma ya da inanmama ya da düşünme özgürlüğü, kişinin temel hakkı olarak kesinlikle saygı duyulması gereken bir olgudur. Bir Hristiyan veya bir Müslüman veya dinsiz bir kişi, barış içinde yaşamak istiyorsa, her birinin seçtiği inanç çeşidi, bireye özel bir durumdur ve kişinin temel hakkı olarak kesinlikle saygı duyulması gerekir. Bireye özgü olduğuna göre, toplumda bir baskı unsuru da yaratmamalıdır. Eğer böyle bir olgu ile karşı karşıya kalınırsa ortada bir şiddet var demektir.
AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK
İhsan Hoca bu kitabı yazarken ne düşündü bilmiyorum ama onun iyi niyetinden şüphem yok.
Eğer İslamdan yani kendi tabiriyle “gerçek islamdan” demokrasi çıkacağını iddia ediyorsa beyhude bir beklenti içinde.
İslam inanç olarak kalacaksa, yani inanan insanın kendi kişisel hayatındaki pratiği olarak kalacaksa, bunda
Hadi önce başını kapatan kadınlar hakkında konuş. Sonra başını açanlar hakkında konuş.
Kadınlar hakkında konuş mütemadiyen.
Açıkoturumlarda, panellerde, kürsülerde, kıyılarda, köşelerde. Cumhurbaşkanı da konuşsun bu konuda, manav da. Marksistler de ahkâm kessin, liberaller de laikler de, hacılar da hocalar da...
Konuş kadınlar hakkında, hiç
Fransa'da bazı kimseler dindar, Kilise'ye bağlı, bazıları değil. Ne dediler? Biz laik olacağız ya’ni temel düşünce sisteminden dolayı kimseyi kınamayacağız. Laikliğin mânâsı bu.
Kitabı beğendim. 10 üzerinden 10 verdim.
Okurken adeta o yüz yıla girip İlber Ortaylı rehberliğinde; Mustafa Kemal Atatürk'ü Bandırma Vapuru giderken limandan ayrılışını bir köşede izliyor gibi, Çanakkale savaşının tam ortasında belki bir mevzide tanıklık eder gibi, Sivas, Erzurum, Amasya kongresi gününde o şehirde yaşar gibi, ilk meclisin
Kitabın ismine ilk bakıldığında içeriğinin akidevi veya ameli bir arayış olduğu akla gelebilir ancak kitapta yazarın entelektüel yolculuğu anlatılıyor. Ben ilk gördüğümde bu minvalde bir kitap olduğunu, İslam, ibadet, ahlak gibi kavramlar üzerine yazılmış bir eser olduğunu düşünmüştüm fakat bambaşka bir içeriğe sahipmiş. Ziyaüddin Serdar,