Nerede şimdi at, nerede süvari? Nerede çalan borular?
Nerede zırh ve miğfer, nerede uçuşan saçlar?
Nerede harpın teline dokunan el, nerede yanan kızıl ateş?,
Nerede bahar, nerede hasat, nerede uzayıp giden başaklar?
Gelip geçti hepsi, dağdaki yağmur, kırdaki yel gibi;
Batı'da günler tepelerin gerisindeki gölgeler içinde kaybolup gitti.
Kim toplayacak şimdi yanan kuru ağacın dumanını?
Kim görecek Deniz'den dönüp gelen, akan yılları?