Benim Hüzünlü Orospularım ve maalesef aralarında en beğenmediğim de bu oldu. Neden beğenmedin diye sorarsanız, size şu şekilde cevap verebilirim: Eğer kitabın kapağını görmesem, kimin yazdığını bilmesem, öylece sadece roman metnini elime tutuştursalar ve sence bunu kim yazmıştır diye sorsalar, bu kitabı
Mehmet Ali Bal'dan çarpıcı Hamas-İsrail savaşı analizi:
Hukukçu işadamı Mehmet Ali Bal, Hamas'ın başlattığı "Aksa Operasyonu" sonrası İsrail'in Filistin'deki soykırım saldılarının arka planını ve başta ABD olmak üzere küresel güçlerin bölgedeki çıkarlarını analiz eden bir yazı kaleme aldı.
İsrail'in,
İnsanın bir kotası var derler sabır için. O kadar doğru ki karşınızdakini alttan alın,karşı çıkın, orta yolu bulun her yolu deneyin.Yine de farketmez kalıplaşmış düşüncelere sahip zihniyetlerin önüne geçilemiyor maalesef.
Benim Hayatım
Ömer yıllardır kendisini arayıp sormayan ailesinden bir gün telefon alır. Babası, telefonda "annen hasta, gel." diyordur. Ömer'se, apar topar hemen başına geleceklerden habersiz doğru ailesinin yanına gider.
Ama o da ne? Ortada düğün hazırlıkları yapılıyordur. İyi de kimin bu düğün? Kim evleniyor, demeye kalmadan.. Ömer kendini nikah masasında bulur.
Kendisi de nasıl olduğunu anlamaz, nikah memurunun sorusuna, başını çevirip çocuk yaşındaki karısının yüzüne bile bakmadan, nasıl evet dediğini..
Bundan sonrası mı?
Olan gidene değil. Maalesef her zamanki gibi ardında kalana olur.
Ömer bir şekilde "evet" der, bırakıp gider, arkasına dönüp bakmaz. Ama ya ardında kalan karısı..
İşte tüm eziyet ve cereme onun sırtında kalır.
Kitabın ortalarına doğru kader bu ikiliyi, öyle ya da böyle bir araya getirir de.. "Bundan sonra ne olacak?" dersiniz. Karısı, Ömer'i affedebilecek mi?
๑ ◕‿◕ ๑
Maalesef cumhuriyeti yalanlar üzerine inşa ettik!
Bir tarafı yalan, diğer tarafı inkar!
Sonra da tuttuk: "Neden doğru insan yetiştiremiyoruz?"
diye ağlamaya başladık.
Yalan ve inkarla beslenen çocuklar
arasından, 'doğru insan' nadiren çıkar!
Her ay mutlaka en az bir tane #tarih konulu eser okuma listemde bulundurmaya dikkat ederim arkadaşlar ki tercihim mümkünse bizim tarihimizin işlendikleri olur. 5 gün sonra biliyorsunuz ki caaanımmm #cumhuriyet imizin #doğumgünü Hep var olasın, daim olasın Nice 100 yıllara
Aslında planım sizlere bu eseri okuyup bitirmiş olarak paylaşmaktı ama #araştırma - #inceleme türünden olduğu için sindire sindire , not alarak okuduğumdan maalesef bitiremedim( umarım ay sonuna diyelim)
#sabahkahvesi eşliğinde okumaya devam ettiğim #gazeteci - yazar #tahaakyol un tarihimize ışık tutabilecek son eseri #neden29ekim e kısaca giriş yapacak olursak :
Yazar ; kafamızdaki soru işaretlerinin birçoğunu öncelikle "neden ilan için 29 ekim gününü seçti" yi yaptığı derin araştırmalarla cevaplandırmamızı , bazı doğru bildiğmiz yanlışlarımızı , eksiklerimizi de görmemizi , Atatürk' ün stratejisini daha yakından keşfetmemizi sağlayacak
Unutmayalım ki , Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi , "Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur."
Sevgili @okumayaasikkadinlar grubumuzun yerli yazarlar etkinliği için seçip okumaya başladığım eseri okuyunnn!
Peki tarihimizi anlatan eserlerden okuyup da en etkilendiğiniz , ilk aklınıza gelen eser hangisi ( tavsiye olarak istiyorum ve #nutuk dışında lütfen )
Neden 29 Ekim?Taha Akyol · Doğan Kitap Yayınları · 202311 okunma
İnsanların bir kısmı maalesef doğuştan zayıf olur ve hastalıklarla boğuşur, bir kısmı ise sıhhatlidir fakat zekasını çalıştırmak imkanı bulamamıştır. Böylelerin bir kısmı mutlu olur. Hayatı fazla kurcalamadan masallarda ve mesellerde Hans denen safdil mutluluğuyla geçinirler. Bir kısmı ise verilen terbiyeye göre fazla ilginç olmadan hayatlarına devam ederler. Gençken güzel olanların yaşlılığa doğru fiziki değişimle ellerindeki güzelliği kaybettikleri bilinir. Bazı insanlar da vardır ki hayat yolunda ilerledikçe ilginç, saygın ve hatta güzel olmaya başlarlar. Yaşadıklarına karşı duyguları ve mantıklarıyla durdukları ve muhakemelerini çalıştırdıkları için, dünyanın sorunları ve dengesizliğiyle ilgilendikleri ve dert edindikleri için yüzlerinin çizgileri değişir. Haddeden geçen bir zarafet ve olgunluk onların portresini oluşturur. Herkes kendi talihinin mimarıdır; "faber est suae quisque fortunae." Bu yapı ve uyumu hayatınızın canlı renklerinde-ve faydalı yaşamaya çalıştığınız için bunun neticesinin yarattığı olgunluğu yüz hadarınızda taşır ve etrafa verirsiniz. Hayat, derbederlik ve tembellik için çok uzun; fakat hırsla, yağma ve hayduduk yapmaya değmeyecek kadar kısadır. Hayat duygularla çalışılacak ve resmedilecek bir kompozis on, aynı zamanda mantıklı yazılacak bir rapor gibidir. Bu rapora yeniden üretim, yani gelecek nesilleri ortaya koymak için önem veririz
Optimal düzeydeki bir mutluluk bizleri, kafamızı yormamızı, düşünmemizi gerektiren bir sürü şeyden muaf tutuyor. Ama depresifsek zaten doğru davranışları uygulamak için gerekli zemin olamıyor. Negatif şeylerin içinden doğru davranışları çıkarmak maalesef mümkün olmuyor.