Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sartre'a göre ne babaya ne de Tanrı'ya sığınabilen bilinç "özgürlüğe mahkûmdur." Ivan Karamazov da kararlarında özgür olmanın insana azap verdiğinden söz eder: "İnsan için vicdan özgürlüğü kadar çekici, ama o kadar da azap verici bir şey yoktur." Zebercet'in zihninde yine bir an için yanıp sönen, "yeryüzünde canlı kalmanın bir bakıma suç işlemeden olamayacağı" düşüncesi okuru bir kez daha Karamazov kardeşler'in dünyasına, insanın kendi köşesinde otururken bile bir suçu paylaşıyor olabileceği fikrine götürür.
Sayfa 160
Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz!
Sayfa 28
Reklam
Horlanmışlığın insanın iç dünyasında yol açtığı yaraya, aşağılanmışlığın, terkedilmişliğin iç burkucu yalnızlığına çok az yazar yoksul ama mağrur kahramanların yaratıcısı Dostoyevski kadar yakından bakabildi.
Sayfa 28
Kimseyi buyur etmem ruhuma, hiç kimseye ihtiyacım yok, kendi kendime yeterim ben.
Toplumsal sorunlara duyarlı ama eylemsiz.
Reklam
Edebiyatın alçak kahramanlarının bize çekici gelmesinin bir nedeni onları kendi ötekilerimiz olarak algılamamız, oradaki canavarı, deliyi, günahkârı, suçluyu romantikleştirme eğilimimizse, diğeri bu kahramanların toplumun ikiyüzlülüğünü sahiden açığa çıkartan olumsuz bir enerjiye sahip olmalarıdır.
Sayfa 42
Param olduğunda, benim de son derece orjinal biri olduğumu göreceksiniz.
Yaşam yaşamdır, karekökü almak değil.
Neden Oğuz Atay okumalıyız?
Acının bir inandırıcılık kaybına yol açmadan, acı çekeni küçük düşürmeden, onu aynı zamanda yüceltmeden nasıl anlatılacağını sorun edinenler için muazzam bir ufuk sunar yapıtları.
Sayfa 14 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
''Alçalmak, alçaltılmaktan iyidir. Bir "böcek' ya da bir 'vida' olmaktansa bir alçak olmak daha iyidir."
Sayfa 19
Atay’ın acıklı bir öyküyü nasıl anlatmak gerektiği üzerine epey düşündüğünü tahmin etmek zor değil. Tehlikeli Oyunlar'ın taslağı üzerinde çalışırken günlüğüne aldığı notlarda, insanlara acıklı bir şey anlatmanın, onları güldürmekten daha zor olduğunu söyler. Hikmet’ in ağzından: ”İnsanlar acıklı sözler dinlemek istemiyorlar, onları üzmek çok zor, kitabı suratınıza kapatıveriyorlar; sıkışıp kalıyorsunuz sayfaların arasında.”
Ben dünyaya gelişiyle gelmeyişi arasında hiçbir fark olmayan fanilerden biri miyim?
Dostoyevski kahramanları parayı yokluktan kurtulmanın kendisinden çok, yokluğa eşlik eden sıradanlıktan, sıradanlığın getirdiği utançtan kurtulmak için ister.
Anayurt Oteli
Bir yandan doğumundan bu yana örselenmiş bir küçük adam, apaçık bir marazi figür, aslında düpedüz bir mağdur-canidir Zebercet. Ama diğer yandan Atılgan'ın, toplumun yalanını ("ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak") açığa çıkarmasını, insan ilişkilerindeki hoyratlığa işaret etmesini, ayrıca "özgürlük", "sorumluluk"ve "suç" kavramlarını sorunsallaştırmasını sağlayan bir marjinal figürdür. Kahramanın aşağılanmışlığına şiddetle yanıt veren bir cani mi, yoksa "özgürlük", "sorumluluk", "suç" gibi varoluşsal sorunlar üzerine kafa yoran bir dışlanmış mı olduğuna sanki tam karar verememiş gibidir Atılgan.
Sayfa 135 - Yazarın KibriKitabı okudu
778 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.