Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Kadıoğlu

Ali Kadıoğlu
@magnific1996
Klasik okur..
Klimaci
Üniversite terk
Umman
Trabzon, 23 Şubat
10 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Aahhhh dis agrisi yok mu size guzel bir alinti , Sağlık memuru kerpeteni dolaba koyarken, “Sen istediğin kadar söv,” der. “Eline ne geçecek bilmem ki. Cahil herif! Papaz okulunda yediğin kızılcık sopaları az geldi herhalde. Toprak ağası Aleksandr İvaniç Yegipetski, yedi yıl Petersburg’da yaşamış; görgülü, bilgili bir adam. Yalnız sırtındaki giysi yüz ruble eder. Ama o bile sövmedi bana. Sen kendini ne sanıyorsun? Korkma, hemen gebermezsin.” Zangoç, okunmuş ekmeği masanın üstünden alır, eliyle yanağını tuta tuta evine yollanır.
Reklam
Tıp, nikâhlı karım benim, edebiyat ise metresim. Birine kızarsam, geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin, ama en azından sıkıcı değil. Hem zaten, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok!!
Hani, bir şarkı vardır: ‘Çarın uğruna can feda! / Yaşam yolunda, aşk için, /Her günü bir çiçek gibi koparırız...’ Giyin, canımın içi!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatı boyunca bu sahne gözünün önüne geldikçe, genç adam elleriyle yüzünü kapatıp insan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiği ince, kültürlü, terbiyeli kişilerde, hatta toplum tarafından asil ve şerefli insanlar olarak kabul görmüş kişilerde bile ne kadar gaddarca bir yan olabildiği gerçeğini gördükçe, derinden sarsıldı.
Reklam
Eski yüzbaşı atışa devam ediyordu. "Siz Sovyetler Birliği yurttaşı değil misiniz? Nasıl komünistliktir bu!" Volkovoy ceza yasasının dokuzuncu maddesine pek sesini çıkarmadı; ama bu kadarına dayanamazdı. Yüzü birden karardı, gözlerinden şimşek çaktı. "Atın şunu on gün zindana!" Muhafız çavuşuna dönerek alçak sesle: "Akşama boyunun ölçüsünü al bu herifin!" dedi. Cezalıyı gündüzleyin hücreye kapatmazlardı, bir adamın işten eksik olması demekti bu. Gün boyunca canını çıkarırlar, akşamleyin de hapse atarlardı.
Mankafa herif, bu kadar su dökülür mü? Yer böyle mi temizlenir? Ama komutanım, başka türlü temizlenmez. Çamur iyice oturmuş. Ulan, kalas, sen karını temizlik yaparken görmedin mi hiç?
Soracağım. Göreceksin o zaman. Hiç beklemediğin bir tokat atacağım sana, beni ciddiye almamayı göreceksin
Kadının elini öpmek bence saygısız bir hareket diyor Dostoyevski...
Reklam
Suç, toplumsal düzenin bozukluklarına karşı bir protestodur!
İnsanların kendi yarattıkları yalanlar çok bilinen doğrulardan daha iyidir
Istırap ve acı çekme, geniş bir akla ve derin duygulara sahip olan insanlar için bir mecburiyettir...
Saçmalıyorum en iyisi hiç bir şey düşünmemek mümkün mü?
Yoksulluk ayıp değil, bir gerçek, sarhoşluğun erdem olmadığı ise daha büyük bir gerçek ,ama sefillik, sayın bayım, sefillik yüz karasıdır, yoksullukta yaradılıştan gelen soylu duygularınızı koruyabilirsiniz, sefillikte ise asla...
Gel! Seni zaten bağışlamıştım... Daha önce... Şimdide çok sevdiğim için, günahların bir kez daha bağışlanıyor...
Reklam
Hem, yabancı insanların arasında ne yapacaksınız? siz herhalde daha bilmiyorsunuz yabancının ne demek olduğunu? hayır, izin verirseniz ben anlatayım size yabancının ne demek olduğunu. onu tanıyorum, canım, ben çok iyi tanıyorum; onun ekmeğini yedim ben. kötüdür o, varenka, kötüdür, hem de öyle kötüdür ki sizin küçük kalbiniz katlanamaz, sitemle, yakınmayla ve bakışlarıyla kötülük saçar. siz şimdi sıcaktasınız, iyisiniz, yuvanızda gibisiniz. Ama olacak şey değil! nasıl yaparsınız, canım, nasıl? şimdi gitmemeniz gerekir, kesinlikle olmaz, asla olmaz. büyük alışverişler yapmanız lazım, araba da tutmak lazım. bu arada hava da kötü; baksanıza, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor ve böyle bir yağmurda, yani... üstelik, üşütürsünüz, meleğim; kalbiniz üşür! siz korkuyordunuz yabancı bir insandan, ama gidiyorsunuz. peki ben burada nasıl tek başıma kalacağım? Bende bir kitabınız kaldı, “biyelkin’in hikâyeleri”, ama siz, canım, almayın onu benden, hediye edin bana, güvercinim. kitabı yine okumak istediğimden değil. ama siz de biliyorsunuz, canım, kış geliyor; geceler uzun olacak hüzünlü olacak, işte o zaman okunur.
Ah, niçin kuşlar kadar hür değilim? Beni duvarlar arasına esir eden Bu bağlardan nasıl kurtulacağım? Daha bunun gibi birtakım hoyratça fikirler , neyse, geçelim bunları nemize lazım.
Can YayınlarıKitabı okudu
Bundan sonra kime mektup yazacağım ben? Söyleyin meleğim artık kime anacığım diyeceğim? Sizi artık nasıl göreceğim melekciğim? Öleceğim Varenka mutlaka öleceğim kalbim bu acıyı kaldırmaz, tanrı’nın nuru gibi kendi kızımmışçasına sevdim sizi tamamen sevdim..
Nedense, bahar insanda sıcak ve mutlu hisler uyandırıyor, tabiatla birlikte insanın duyguları da canlanıyor , ben ki, hayatta dikili ağacı olmayan zavallı bir ihtiyarım , düşünebiliyor musun, ben bile hayal kurabiliyorum!
Erdem ne kadar erdemli olursa içerdiği bencillik de o kadar artar.
Galiba Tolstoyun bir yazısında bununla ilgili bir bölüm var; iki kişi senli benli karar verir ama, bunu bir türlü yapamazlar. Hep şahıs zamiri kullanmaktan kaçınarak konuşurlar. Ahh Nataşa, bir günün onun Çocukluk ve İlk Gençlik 'ini tekrar okuyalım; ne nefis eserdir!
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
Kızlar Büyüklerden Akıllıymış
Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz.