İnsanın iyi bir eğitim ve öğrenim sonucu özellikle mânevî , rûhi kabiliyet ve meziyetlerini geliştirmesi , yüksek düşünce , ilgi , terbiye , görgü , zevk ve şahsiyet sahibi olması ki bilgelik , irfan sahibi olmak ( ariflik ) demektir . Bu bilgi ve tecrübenin eşliğinde ferdi inceleyen , kibarlık ve nezaketin , toplumun örf ve âdetlerine dayalı ideal şeklidir . Böyle bir insana " kültürlü - cultured " deniliyor . ( Sürülüp , ekilen , sonradan bol ve iyi mahsul alınan tarlaya benzetilmiş . ) 114
Sayfa 114Kitabı okudu
Tarlalarımızın verdiği mahsul oraklarımızı yoracak ve meyvalar çiçeklerin vadettiğinden fazla olacak…
Bir şey vermeden karşılığını beklemek boşunadır. Nasıl ki tohum atılmayan ve sulanıp bakılmayan topraktan bir mahsul beklenemezse, gönül vermeden de gönül kazanılamaz. Sevmeyen insan, sevilemez.
Toprağa büyük şirketlere aktarmak, üstünde bulunan her türlü çalıyı, ağacı söküp tek bir mahsul ekmeye başlamak, mahsulü uçaklarla ilaçlayıp dev biçerdöverlerle toplamak bir zamanlar kulağa iyi bir fikir gibi geliyordu.
Yirminci yüzyılın ortalarından başlayarak uçsuz bucaksız araziler endüstriyel kar mekanizmasının totaliter mantığına uyduruldu.
Bunun en büyük sebebi büyükbaş hayvan yemi üretmek, nihai hedef de elde edilen kaynak miktarını azamileştirmekti.
Buna o zamanlar Yeşil Devrim adını verdilerse de ekoloji açısından ortada "yeşil" bir şey yoktu.
Karmaşık ekolojik sistemler tek bir boyuta indirgenerek geri kalan her şey görünmez kılındı.
Böceklerin ve kuşların hatta toprağın başına neler geldiğini kimse fark etmedi.
Sayfa 25Kitabı okudu
Burada felaketzade memur içer,müflis tuccar içer,fena mahsul cikaran içer ,senelerden beri aynı köşede bırakıldığı için icerleyen zabit içer ve nihayet karısı ile geçinemeyen kaymakam içer
Sayfa 14Kitabı okudu
"Şüphesiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz mal, can ve mahsul eksikliği ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!" (Bakara, 155)
Sayfa 48Kitabı okudu
Ayağının altında ekip biçerek mahsul alabileceği bir zemin, başı üzerinde ise okumak ve hayal kurmak için bir gökyüzü; o zemin üzerinde birkaç çiçek ve gökyüzünde de bütün yıldızları bulduktan sonra, daha neye ihtiyacı olabilirdi ki?
Sayfa 71 - Ötüken yayınları
"ya evlilik? Sıradan bir meslekten daha mı az önemli insan hayatı için?
Bir domates tohumunu bile alelade toprağa atınca başka mahsul veriyor, toprağın nemini oranını domatese göre seçince başka mahsul veriyor..
Domates tohumları kadar değeri yok mu çar çur edilen hayatlarımızın ki evlilik yolunda adım atarken bu ilmi bilmeden başlıyoruz.. "
Tarihçi Dozi (Dozy), İspanya Müslümanları Tarihi'nde (c. 2, s. 43) bize bu hâdisenin derin bir yorumunu yapar:
Arap fethi İspanya için bir iyilik oldu. Çünkü bu fetih önemli bir sosyal devrim meydana getirdi; ülkeyi yüzyıllardır inim inim inleten dertlerin büyük bir kısmını ortadan kaldırdı (...). Araplar şu usule göre yönetiyorlardı: Vergiler, eski yönetimlerinkilere nispetle tamamen aşağıya çekilmişti. Toprak kölesi çiftçiler veya hayatından memnun olmayan köleler tarafından ekilip biçilen devasa şövalyelik alanları hâlindeki toprakları zenginlerden aldılar ve oraları ekip biçen kimseler arasında eşit şekilde taksim ettiler. Yeni sahipler büyük bir gayretle çalıştılar ve çok iyi mahsul elde ettiler. Ticaret, ezici kısıtlamalar ve ağır vergilerden kurtuldu ve adamakıllı gelişti. Kur'ân kölelere, âdil bir zarar ziyan bedeli ödeme karşılığında hürriyetlerini satın alma hakkı tanıyordu; bu da yeni bir enerji ortaya çıkardı. Bütün bu tedbirler, Arap egemenliğinin daha başında hüsnü kabul görmesine sebep olan genel bir ferahlık sağladı.
