Hayat, güvenilir bir sebep-sonuç zincirinde, öngörülebilir ve istikrarlıydı: İnsanların ruh hali kazandıkları paraya bağlıydı, kazanılan para mahsule bağlıydı, mahsul mevsimlere bağlıydı ve mevsimler de Allah’ın elindeydi ve Allah’ın kimseye ihtiyacı yoktu. Her şey bir zincirin parçasıydı.
"İnsan mahsul vermeden sadece yiyen tek mahluktur. Süt vermez,yumurtlamaz,tavşan tutabilecek hızla koşamaz,hayvan gibi bir çift sürmeye takati yoktur. Fakat yine de insan bütün hayvanların hakimidir. Hayvanları o çalıştırır,ancak açlıktan ölmeyecek kadar hayvanları o doyurur,geridini kendisine saklar"
Sayfa 17Kitabı okudu
Günahları takip ettiğimi söylemiştim değil mi? Erdemleri de takip ederim; günahlardan, bir tırnağın kalınlığı kadar bile farklı degildirler; ikisine ölüm meleginin mahsul toplamasını yarayan tırpanlardır. Benim yaşama sebebim kötülük,eylemde değil, kişilikte teşekkül eder; ben kötü adamı severim, kötü eylemi degil; çünkü kötü eylemin meyveleri, onları akıp geçen çağlar boyunca yeterince uzaklara kadar takip edebilmeyi şayet ,en nadide erdemlerin meyvelerinden bile daha kutsal çıkabilirlerdi.
Sayfa 110 - Kırmızı KediKitabı okudu
Yoksul Köylüler
Yoksul köylüler, tarım işçileriyle birlikte kırsal nüfusun yakla- şık yüzde 75 ila 80'ini oluşturur. Yarı-mülk sahibi köylülerle birlikte, yoksul köylüler yarı-proleter kategorisine dahil edilir. Bir kural ola- rak toprakları yoktur ve feodal beylerin kiracısı olarak hizmet eder- ler. Bazıları bir toprak parçasına sahiptir, ancak geçimleri
Sayfa 186Kitabı okudu
İnsan bir şeye ne kadar çok emek verirse mahsul o kadar çabuk anlamsızlaşır..
Sayfa 276 - Doğan KitapKitabı okudu
Muhabbet, çocuk terbiyesinin tohumudur. Çocuğunuzun kalbine muhabbet tohumu atmadan ondan bir mahsul bekleyemezsiniz. Öyle ki bu tohum, yolun daha en başında heybenize aldığınız azık olmalıdır. Eğer çocuk terbiyesinde muhabbeti azık olarak edinmemişseniz asla çocuklarınızla doğru bir iletişim kuramazsınız.
Ebû Hüreyre'nin naklettiği bir diğer rivayete göre de Efendimiz (sas) şöyle buyurdu: "Bir adam, cennette o kadar nimetin içerisinde olmasına rağmen Rabbinden ziraat ile meşgul olma talebinde bulunacak. Rabbimiz, ona: 'Sen istediğini burada buluyorsun. Bu kadar nimetin içerisinde ziraat ile neden uğraşacaksın?' dediğinde, adam: "Ziraat ile uğraşmak hoşuma gidiyor
ya Rabbi' diyecek. Rabbi de ona izin verecek, o da ekmeye başlayacak ve ektikçe de dağlar gi bi bir mahsul kaldıracak. Sonra Rabbi: 'Ey Ademoğlu! Senin gözün doymaz ama al bakalım bunu!' diyecek." O anda bedevilerden birisi ayashir beder ğa kalkıp şunu söyledi: "Ya Resulullah! Cennette de ziraat yapmayı isteyen biri ya Kureyş'ten ya da ensardandır. Çünkü onlar çiftçiler, biz ise çiftçi değiliz. Biz cennete girsek yatmayı isteriz, onlar ise çalışmayı ister." Bunun üzerine Peygamber (sas) azı dişleri görününceye dek güldü.
[Buhari. "Kirae'l-Ard", 3]
Hayatınızı şekillendirmek için kullandığınız zaman birimini değiştirin. Güneş parlarken ve her şey yolundayken ve mahsul bolken, bir sonraki ay, bir sonraki yıl ve sonraki beş yıl için planlarınızı yapabilirsiniz.
RÜŞVET VE YOLSUZLUĞUN KAYNAĞI
Rüşvet ve yolsuzluk, yarı-sömürge yarı feodal bir toplumun ay- rılmaz bir parçasıdır. Bürokrasi; yabancı ve feodal menfaatlerin ge- niş halk kitlelerini sömürmesini kolaylaştıran bir araçtır. Bürokrat kapitalistler, komprador ve toprak ağası sömürüsündeki kârlardan pay alırlar. Bu onların ödülüdür. "Liberal demokrasi" ya da "serbest
Sayfa 160Kitabı okudu
Bir Bireyin Sevgi Açlığı
Hayat sanıldığı kadar da güzel değil bazı insanlar için aslında.
Varolup bir bedene ,şekle, iradeye sahipken yok olmak,görünmemek, hissedilmemek ,duyulmamak ,dokunulmamak bir insan için çok acı bir şey yani yaşayan ölü gibi bir şey aslında bu.
Duyulmak için avazı çıktığı kadar bağıran , görünmek için şekilden şekile giren bir insan düşünün ki bu insan için yaşam ne kadar güzel olabilir ki ?
Ebeveyninden hiç sevgi görmemiş birini düşünün, hayatı boyunca sevilmek için uğraşır.
Bu uğraş çoğu kez duygularına, bedenine mal olmuş olsa da.
Ama o canı yansa da uğraşmaktan vazgeçmemiştir sevgi arayışından çünkü sevgiye aç olmak yaşamak için suya duyulan ihtiyaç gibidir.
Sevgiye doymuş insan yoktur aslında ama sevgiyi bulmuş insan doğaya tomurcuk açmış rengarenk çiçek gibidir. Çoraklaşmış toprağın suya doyması gibidir; Doğaya renk verir, mahsül verir.
Leyli 🎈