Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahsun Ekinci

Mahsun Ekinci
@mahsun_ekinci
Tutunmaya çalışan oblomovun çakması
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Sınıf öğretmenliği 4/4
Viranşehir
Viranşehir, 1 Ocak
17 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Zach VeMichelle
Onlarla yaşadığım deneyim, yalnızca teknolojinin sınırlarının farkına varmama neden olmadı, aynı zamanda potansiyel etkisini her zaman bildiğim ancak tanıyamadığım bir kuvveti, hayatlarımızın tümünü geri döndürülemez biçimde etkileyen gücü kabul etmemi sağladı.
Reklam
Koklear İmplant
Üç yaşın sonunda yüz milyar nöron (sinir hücresi) taşıyan insan beyni, fiziksel büyümesinin yüzde seksen beşini tamamlamış olur. Bu da tüm düşünme ve öğrenmelerin temelinin büyük bölümünün oluşması demektir.
"Beynine bir kez hava değdiğinde bir daha aynı kişi olamazsın."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mahsun Ekinci tekrar paylaştı.
Korkuyu Beklerken
Garip kaderime gülümsedim; aynaya bakarak tabii. Tatlı bir gülümseme. Eski neşemi kaybetmediğimi göstermek için. Sonra durgunlaştım. Neden? Unuttum. Dur, hayır; unutmadım. Yalnız kaldıkça, yalnız kalmaktan korktukça... Aynadan uzaklaştım; fakat, biliyordum, böyle bir düşünceydi. Köpekler sinirimi bozdu, şimdi kendime gelirim. Buldum: Yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor. Bu sefer gerçekten gülümsedim. İster görün, ister görmeyin; gülümsedim işte. Her şeyimi kaybetmedim daha; çıkmayan candan ümit kesilmez, havlayan köpek ısırmaz. Hay Allah kahretsin!
Sayfa 37 - İletişim Yayınları, 53. Baskı 2020, İstanbul
Yalnız, hissediyorum ki artık bunun sonu yok. Saatlerce evde hiçbir şey yapmadan oturuyorum. Sonra tam çıkarken evde kalsaydım bir şeyler yapabilirdim gibi hissediyorum. Galiba hep acele ettim. Hep yapmasi gereken çok şey olduğunu hissedip, hiçbir şey yapmak istemeyen biriydim. İçimde adi boş ukdeler biriktirdim. Dolduracak birini bekledim, kendimden umudu kestikten sonra. Sonra beklemekten de vazgeçtim. •Günlük, Oğuz Atay ⚓
Reklam
"dünyayı anlamaya ilk heves ettiğinde çok okuma, çok düşünme kafayı üşütürsün dediler. direnip devam ettiyse ergenliğinde, şuna bak çıktığı kabuğu beğenmiyor dediler. devam edip yetişkin olduğunda, ne oldu hani o kadar kitap okudun bir baltaya sap olabildin mi, bak şimdi Tutunamayanlar'ı okuyorsun dediler. kimse bütün değerlerin ucuzlaştığı bir ortamda tutunmanın, en iyi ihtimalle onursuz bir beceri olduğundan bahsetmedi." Nefaset Lokantası/ Tuğba Doğan
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum Seni soruyorum gelip geçene, 'Görmedik', diyorlar. Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi, Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar. Volkanlar tutuşuyor, Ormanlar yanıyor içimde. Her gece milyonların uyuduğu bir anda, Devler uyanıyor içimde. Her Gece Sen, Ümit Yaşar Oğuzcan
Korku
Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde İnsanların yalancı gurularına.. Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde, Kelimelerinle onlara kapılacaksan, Yaşama! Oyun yapıp oynarlar seni Geceleri aralarında. Şarkı yapıp söylerler dostlarına, Roman gibi okurlar boş zamanlarında. Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.
İlaçlara güvenerek iyileşme savaşına girmek, beni kendimden iğrendiriyor. Bir yandan, yaşamak istemediğimi düşünürken, bir yandan da günde üç kere gargara yapışım, aşağılık bir korkuyu belirtiyor. İlaçlarımı alıp banyoya kapanıyorum; bu iğrenç durumumu kimse görmesin diye kapıyı kilitliyorum. Doktorlarla alışverişi kestiğim için eczacıların tavsiyelerine uyuyorum. Onlar, insanın suratına kuşkuyla bakmıyorlar ve yakınmalarınızı sabırla dinliyorlar sonunda eli boş çıkmıyorsunuz eczaneden. Organlarımı sırayla tedaviye başlıyorum: önce burnuma damla, sonra boğaz için gargara ve pastil; belirli yerlerime yakılar koyuyorum. Sinirlerimi gevşetmek için de her gün değişen haplar yutuyorum: bu konuda anlaşamıyor eczacılar. Çok farklı tavsiyelerde bulunuyorlar. Bende de kabahat var: sıkıntılarım her gün değişiyor. Her gün yeni hastalıklar buluyorum kendimde. Bu işleri, yazdığım kadar eğlenceli yapmadığımı söyleyebilirim.
Sayfa 618Kitabı okudu
147 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.