Mustafa Sabri Efendi şöyle demişti:
"Efendiler, siz, Osmanlı padişahını, sadece bir padişah olarak görüyorsunuz. Aslında hakiki vechesiyle Osmanlı padişahı, bir padişah değil, Halife'dir. Binaenaleyh Halife-i Müslimîn'in hürriyet ve selahiyetini tahdit etmek; şeriatın sulta ve selahiyetini tahdit etmek demektir.
"Daha önce de Manastırlı İsmail Efendi, kanuna teşri kelimesini koydu. Yani Meclis'in teşri hakkı vardır; kanun koyabilir; şeriat vaz' eder denildi. Ben buna Beyâniil Hak'ta cevap verdim. İtiraz ettim. Benim imanım bu tabire razı olmuyor, Meclis şeriat kuramaz, ancak kanuna açıklayıcı maddeler ekler; şeriatın nassı bulunmayan kanunlarda, tadilat yapar; kayıtlar koyar, dedim.
"Padişah yani Halife, şeriata bağlıdır; onun emri altındadır. Onun gösterdiği yolda ve verdiği selahiyetle hareket eder. Onu tahdit etmek kimsenin haddi değildir; buna kimsenin gücü yetmez. Binaenaleyh bugün Cemiyet ve Meclis tefessüh etmiştir..."