Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Manastırlı İsmail Hakkı
"Kelâm'ullah olan Kur'ân-ı Kerim'i neşir ve tebliğ buyurmalarıdır ki onunla bütün füseha ve bülâgâya tahaddî idüp anlara en kısa sûresine fesahat ve belâğatçe nazîr olabilecek bir kelâm te'lif etmelerini tekâlif eylemiş olduğu halde cümlesi âciz kalmışlardır. Anların fesâhat ve belâgatleri ise hadd-i kemâlde olup iftiharları da hemân şu sûretle gâlib gelmeğe münhasır gibi idi. Binâenaleyh, tenzir-i Kur'an'a iktidarları bulunsa idi, işi kolayına bağlarlar da, beht ve hayretlerine delâlet eden muhârebe yolunu tutmazlardı." Telhis'ül Kelâm fî Berâhin-i Akâid'il İslâm, sf. 64
Üzerinde durulması gereken bir diğer konu, çok partili yıllardan itibaren dinî yayınlarda tercüme kitapların her zaman ağırlıkta oluşudur. Kitapları tercüme edilen yazarlar arasında Müslüman Kardeşler'e mensup Mısırlı ve Suriyeli kişiler (Hasan el-Benna , Seyyid Kutup,Muhammed Gazali ) ağırlıklıdır. Dinî hayatı,dinî kültürü ve kurumları ciddi sayılabilecek bir zaman dilimi içinde kesintiye uğramış bir ülkede bu durum tabiî karşılanabilir. Fakat cumhuriyeti öncesi Türkiye'sinde var olan önemli bir birikimin bu dönemde göz ardı edilmesi tabiî gözükmemektedir. İslâm felsefesi,kelâm, tasavvuf,felsefe, mantık, fıkıh, fıkıh usûlü, İslâm tarihi,tefsir,hadis,biyografi, İslam'ın çağdaş meseleleri,devlet, medeniyet, kadın,sosyal eşitlik,terakki... alanlarında Cevdet Paşa,İzmirli İsmail Hakkı,Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi,Ferit Kam, Manastırlı İsmail Hakkı,Mehmet Ali Ayni,İsmail Fenni Ertuğrul,Ali Haydar efendi,Seyyid bey,Mehmet Zihni Efendi,Babanzade Ahmet Naim,Mehmet Akif,Mahmud Esad Seydişehrî, Giritli Sırrı Paşa,Mehmed Arif bey...gibi yazarların bugün bile değer ifade eden ve tercüme edilenlerden daha kaliteli olan eserlerine ve düşüncelerine ilgi duyulmaması ve bunların bıraktıkları yerden devam edebilme imkânlarının araştırılmaması dikkate değer olmalıdır.
Sayfa 429Kitabı okudu
Reklam
"Cehâletle yaşarsa bir insan tabii onda gayret de, hamiyyet de olmaz. Gâlibiyet arzusu da bulunmaz. Ahkâm-ı şer'iyyeye vukûf olmayınca mezellete katlanmak bir şey değil. "Sabredeceğim" der. Halbuki Allah öyle dememiştir. Sa'y eder de âciz kalırsan o vakit Allah'dan imdâd bekle. Yoksa meskenete katlanmak muvâfık-ı şer'îat değil. O kadar çoksunuz ama dağınık. Ne olacak bilir misiniz? Düşmanlarınızın kalbinden mehâbet kalkacak" Manastırlı İsmail Hakkı
493 syf.
8/10 puan verdi
El Cisr Osmanlının son dönem büyük İslam alimlerinden. Kitapta evrim konusuna değiniliyor. Bir Müslüman evrimci olabilir mi bu işleniyor. Hadis inkarcılarına cevaplar veriliyor. Materyalist filozoflara da cevaplar veriliyor. Tevrat İncil incelenerek Tevrat ve İncil'den Kur'an'a ve Hz. Muhammed'e (SAV) işaretler gösteriliyor. Ayrıca bazı fıkhi mevzulara, hadislerin günümüze nasıl ulaştığına, uydurma hadislerin nasıl uydurulduğuna falan da değiniliyor. Mezhepler konusu da işleniyor. Risale-i Nur Külliyatı kadar olamasa da bence önemli bir eser.
Hz. Muhammed (Sav)
Hz. Muhammed (Sav)Hüseyin Cisri · Sufi Kitap · 200812 okunma
İlginç bilgiler
İslamcıların siyasi konularla içiçeliklerinin bir başka göstergesi de Meşrutiyet döneminde kurulan partilerle olan ilişkileridir: Sırat-ı müstakim ve Beyanu'l hak dergileri ilk sayılarında İttihad ve Terakki 'ye olan hayranlık ve bağlılıklarını açıkça ifade ettiler. Buna paralel olarak Meclis-i Mebusan'da ve partilerde yer aldılar. Mesela Said Halim Paşa İttihat Terakki Fırkası başkanlığı ve sadrazamlık, Mustafa Sabri şeyhülislamlık, İttihat Terakki Fırkası kurucu üyeliği, Elmalılı Evkaf Nazırlığı, Musa Kazım şeyhülislamlık, Seyyid Bey İttihad Terakki Fırkası başkanlığı, Said Nursi İttihad-ı Muhammedi Fırkası kurucu üyeliği yaptılar. Ayrıca Musa Kazım, Elmalılı Hamdi , Şeyhülislam Mustafa Sabri ve Manastırlı İsmail Hakkı Ayan reisi Mustafa Asım İttihad ve Terakki'nin İlim şubesi'nde görev aldılar.
Sayfa 52
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
460 günde okudu
İlk başlarda sıkıcı geldi ama sonraki sayfalarda örnek alınması gereken davranışlar yaşantılar insanı derinden etkileyen sözler.... herkesin okuması gereken bir kitap Okumak güzeldir... Ağaç sulandıkça insan okudukça yeşerir
Fıkhın Sultanı İmam-ı Azam Ebu Hanife
Fıkhın Sultanı İmam-ı Azam Ebu Hanifeİbn Hacer El-Heytemî · Semerkand · 201092 okunma
Reklam
Ayasofya
Fatih kumandasindaki Osmanli ordusunun hücumuyla 857 Cümadelâhire'sinin 20. ve 1453 Temmuz'u nun 12. günü İstanbul alınmış, Ayasofya kilisesi camiye çevrilip ilk cuma namazı orada kılınmıştı. Mihrâbı ile minberi ve sağ köşesindeki tuğla minare ile haremindeki medrese Fatih'indir. Bu medrese bir katlı olarak inşâ edilmişti. İkinci Bayezid, ona
16 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa ve karargâhıyla 16 Mayıs 1919’da bandırma Vapuru ile yola çıktı. Karargâhında bulunan subaylar rütbe sırası ile Kurmay Albay Refet Bey (General Refet Bele) (3. Kor. K.), Kurmay Albay Manastırlı Kazım Bey (General Kazım Dirik) (Müfettişlik Kur. Bşk.), Dr. Albay İbrahim Tali Bey (Öngören) (Müfettişlik Sağlık Bşk.),
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu
Yılmaz Özdil, Son Cüret, Sia Kitap, Ekim 2020
NOTLARIM: Milli mücadelenin ilk direniş bildirisi Mekteb-i Sultani’ de yapıldı. Alsancak X Punta / Bahribaba Parkı X Maşatlık olmuştu. Yunan halkında Megali İdea anlayışı
Reklam
Tanımak lazım gelen ulemâdan mühim kimseler
Meşrutiyete tekaddüm eden senelerde hocamızdan işitmiştik. İstanbul'da "Ulemâ-yı Sitte" dedikleri altı büyük âlim varmış ki, bunları şöyle sıralarlar: Manastırlı İsmail Hakkı Efendi (Ayasofya kürsi şeyhi ve sonradan âyân âzâsı), Tikveşli Yusuf Efendi, Tokadî Şâkir Efendi, Ders Vekili Hâlis Efendi, Mecelle Şârihi Âtıf Bey, Ders Vekili Muğlalı Ali Rıza Efendi. Bundan başka, zamanın mârûf simâları arasında sonradan Şeyhülislâm olan Erzurûmî Çelebizâde Hüseyin Hüsnü Efendi, Mecelle Şârihi Haydar Efendi -ki bunlar Hukuk Mektebinde müderris olmuşlardı-, Mısır Kadısı Yahya Reşid Efendi ve Fetvâ Emîni Nûr Efendi gibi büyük şöhretler de İstanbul ulemâsının medâr-ı iftihârı idi. Bunların dışında emsâli ve talebe arasında tanınmış olan yüzlerce din âlimi vardı ki, isimleri muhitlerinden dışarı çıkmıştı. Beyânu'l-Hak, Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlürreşâd mecmualarında toplanmış bulunan ulemâdan Adanalı Hayret Efendi, Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi, Elmalılı Küçük Hamdi Efendi, Babanzâde Nâim Bey, İzmirli İsmail Hakkı Bey, Bereketzâde İsmail Hakkı Bey ilmî yazı ve münakaşalarıyla şöhret kazanmışlardı. Yukarıda adı geçen Erzurumlu Şeyhülislâm Musâ Kâzım Efendi de kalemi ve âsârı ile meşhur olmuş benâm ulemâdan idi.
Sayfa 146 - KitabeviKitabı okudu
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونٖٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْؕ اِنَّ الَّذٖينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتٖي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرٖينَ "Ve Rabb'iniz bana dua edin, ben de sizin davetinize icabet edeyim buyurdu. Bana ibadet etmekten kibir edenler, hakir olarak cehenneme gireceklerdir."
Sayfa 74 - Mü'min 40/60.Kitabı okudu
اَللّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي "Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affeyle!"
Sayfa 74 - Tirmizî, Daavât, 84; ibn Mâce, Duâ, 5.Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.