Maneviyat bize dertlere katlanmayı değil, onları katlamayı önerir.
Birleştirerek algılamak da ilahi bir lütuftur. Düşünün elinizdeki kalemi atom altı dünyasıyla birlikte bütün detaylarıyla görüyor olsaydık, bir harf dahi yazamazdık.
Peki neden, algıda bütünleme nimeti bahşedilen insanoğlu, gider de yaşadığı musibeti parçalarına, atomlarına, organlarına, detaylarına ayırmaya çalışarak, çekilebilecek basit bir kederi, kaldıramayacağı büyüklüklere ve ulaştırır.
Bazıları bilimsel ve teknolojik gelişmelerin kendilerinin de büyük risk oluşturduğunu, dünyanın kıyamete sürüklendiğini söylüyor ama bize göre yaşadığımız zamanların ad tehlikesini toplumdaki ve psikolojilerimizdeki henüz gideceği yeri kestiremediğimiz değişiklikler oluşturuyor. Modern zamanlarda aldığımız riskler o kadar fazla ki bazı düşünürler, yaşadığımız topluma "risk toplumu diyorlar. Göz gözü görmüyor, ağzı olan konuşuyor. Tüm eski yapılar sökülüyor, ideolojiler, büyük anlatılar yıkılıyor. Insanlığın büyük bir ahlak ve maneviyat krizi yaşadığından bahsediliyor. Hakikat bir tane değil, artık herkesin kendisine göre doğrusu var. Cinsel kimliklerimizin temelleri bile sarsıldı. Kadınlar ve erkekler olarak farklı gezegenlerden geldiğimiz söyleniyor. Yetmiyor, cinsel kimliklerin sadece biyolojik bakımdan değil, toplumsal olarak da şekillendiğinden yola çıkılarak çocukların cinsel kimliklerini tercih edebilecekleri"nden bahsediliyor.