Babamın geldiğini duydum. Kapıyı mutlaka çarpar, gürültü yapar, yüksek sesle konuşurdu. Gelmişti. Birkaç dakika sonra yatak odamın kapısı açıldı. Yaklaşık bir doksan boyunda, iri bir adamdı babam. Her şey yok oldu, oturduğum iskemle, duvar kağıdı, duvarlar, tüm düşüncelerim. Güneşi örten karanlıktı o, içindeki hiddet her şeyin tamamen yok olmasına neden oluyordu. Kulak, burun ve ağızdan ibaretti, yüzüne bakamıyordum, hiddetten kızarmıştı yüzü.