O, kimseyi önünde eğdirmedi. Kimseye elini öptürmedi.
Kendisi içeri girince kimseyi ayağa kaldırmadı. Yemen' den. dönen Muaz bin Cebel yanına gelince secde edip eteklerine kapandı. Yakasından tutup kaldırdı ve sordu: “Ne yapıyorsun, bu yaptığın nedir? " Muaz "Ey Allah ın Resulü, Yemen' de Yahudi ve Hristiyan âlimlerinden gördüm. Birbirlerini böyle selamlıyorlar, peygamberlerin selamlanması böyleymiş "dedi. Şöyle cevap verdi: “Dik dur ve Allah'ın selamı ve rahmetl seninle olsun.“ de. “Bizim selamlamamız budur, onlar peygamberlerine iftira atmış." dedi.
Karşısında dik durulmasını isteyen, gülenle gülen, ağlayanla ağlayan, arkadaşlarının üzerine titreyen, mazlumlar için meydana atılan, belaların içine dalan Öksüz bir vicdana destek vermek. Onunla Allah'ın günlerini yaşamak, destanlar yazmak, tarih yapmak, davasını kendi davan, yolunu kendi yolun bilmek* ona arkadaş olmak, ekmeğini aşını onunla paylaşmak ve yeni bir dünya için onunla omuz omuza mücadele etmek. Arkadaşlarının /Ashabının yaptığı tam olarak buydu.