Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet

Mehmet
@mehmedamedi
Sıkı Okur
Zaman akıp gidiyor, herkesin hayatı da zamanla birlikte tükeniyor... instagram.com/droneturkey_hobby
Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.
Reklam
“Gerçek gidişler uzun zaman önceden hazırlanır.”
Sayfa 81
Anormal bir duruma gösterilen anormal bir tepki normal bir davranıştır.
Sayfa 34

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Her şeyin sonuna bakmak” daha bilgece bir davranıştır. Çünkü insanın hayatı bir hikayedir ve hikayenin sonucunu ancak tamamlandıktan sonra söyleyebilirsin.
İnsanın, yalnızca duyusuna ağırlık veren yanıtlar hayvanîliğe; yalnızca duygusunu öne çıkartan yanıtlar mistikliğe; yalnızca aklını önemseyen yanıtlar ise vahşiliğe neden olmuştur. İnsan denilen soruya verilecek yanıtlar her şeyden önce, insanın üçlü, 'hissî', 'vicdânî' ve 'aklî' yapısı dikkate alınarak verilmelidir. Bu üçlü yapıdan birinin ihmali veya reddi insanı sakatlar, en azından rencide eder.
Reklam
Oysa zaman belki bir ömür boyu süren tek bir andır...
İnsanlık kendisini kurtaracak bir büyük adamın hasreti içindedir. Freud'a göre bu iştiyak bir baba arayışıdır. Daima çocuk kalan bir küçüğün bir büyüğü arayışı.
(Aydınlarımız(!)) Bir kazazededir. Sığınacağı hiçbir ada yoktur. Kendi medeniyetini inkâr ettikten sonra, ölü medeniyetlerden kendine ecdat arar. Cami avlusunda bulunmuş bir çocuktur. Kültürü almıştır, irfanı atmıştır. Medeniyeti almıştır, ümrânı atmak için. Çünkü irfanını ve ümranını bilmez. Kültür cumhuriyetin armağanıdır. Daha önce hars vardır.. Kelimeleri mikrop kapar gibi kapıyoruz. Beşeri kemâlle, emperyalizm nasıl bağdaşabilir. Kültür emperyalizmi Batı'da yeni doğmuş bir cenindir, hilkat garibesidir. Az gelişmiş ülkelere ihraç eder Avrupa bu kelimeleri.
Kayıp kuşağın, kayık evlatlarıyız...
Kendisine tarih olarak ecdada hakaret öğretilmiş, bedbaht ve hafızasız bir neslin sosyalizme teslim olmaması beklenemezdi. Ruh anomisi içinde olan gençlik, harabeler içinde doğdu. Nereye gidecekti? Ali Suavi'den Ziyâ Gökalp'e kadar hepsi Osmanlı'yı silmek istedi. 700 yıl zaferden zafere koşan ve insana haysiyeti öğreten bir medeniyeti, bir barbarlar medeniyeti olarak görmeye başladık. Maziye hürmet, irticaların en büyüğü olarak takdim edildi. Babalarımız budala idi, dedelerimiz mecnun. Avrupa'nın bize sunduğu yalanlar içtimaî hayatımıza intibak etmeyecek olan yalanlardı. Aslımızdan kopmuş, perişan ve muzdarip bir kitle idik.
Türkiye insanı nasıl anlayabilirdi bunu? İntelijansya Batı'nın yalanlarını taşımaya başladı. Bütün mantık çerçevesinden sökülmüş bir halita halinde empoze etmeye çalıştı. Zaten Batı cemiyetinin bütününü ifadeden aciz olan liberalizmi de bir parçasıyla aldık... Batı hayranlığı. Pozitivist denen, manevî inançları kökünden söken ilimcilik. Aklın da, hürriyetin de karikatürünü aldık. Batı kafamızı bu düşünce enkazı ile yoğurdu ve insanımız eline verilen reçeteleri okumaya memurdur. Felsefemiz yoktur ve olamazdı. Tek parti devri belli bir reçeteyi tek hakikat olarak sunmuştu. Batı ideolojilerinin büsbütün tatsızlaşmış sahte ve sahtekâr formülleriydi bunlar.
Reklam
Bu meselelere temas ederken, Doğu ile Batı arasındaki büyük farkı dikkate almak lâzım. Dinsizlik Avrupa'yı kurtarmış, bizi öldürmüştür. Bizim için din bir kurtuluştur, hayatın kendisidir, medeniyettir.
Adaletin tarifi: insan haysiyetine saygıdır. Başkalarının haysiyetine, kendi haysiyetimize gösterdiğimiz saygıyı göstermek, kimde ve nerede tehlikeye düşerse düşsün onu müdafii etmektir.
İyi çeker bizi, kötüden kaçarız. İhtiraslarımıza ihsaslarımız yön verir. Arzularımız gücümüzle sınırlıdır.
“İnsan ne melektir, ne hayvan: felâket şurda ki, melekliğe özendiği zaman hayvanlaşır" diyor Pascal.
Solla sağ bir bütündür, solu tayin eden sağdır, sağı tayin eden soldur. Biz hakikatların sadece bir tarafını görmeye mahkûm edilmişizdir. Oysa yalnız bir tarafını görmek, hiçbir şeyi görmemektir.
308 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.