Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Ölüm indirmede gökler, ölüm püskürmede yer, O ne müthiş tipidir, savrular enkazı beşer. Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni desem tarihe sığmazsın.
Reklam
Mehmet Akif Ersoy
Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! " Dedirir -yırtıcı, his yoksulu,
Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
"Bir Hilal uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i, Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
Sayfa 88 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı!" Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan
Mehmet Akif Ersoy Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Dünyaya geldiğim semtin berberleri vardı. Dükkânı kahvehaneler olan ve kahvehanelerde nedense hep çay içip iskambil oynayan berduşları da vardı semtimizin. Onların adı yoktu. Fakat kirlenmiş sakallarının ucuna tutunan pak evlatlarının hayalleri vardı. Bu adamların kadınları vardı. Kirli sakallarının ve yağlı kırık saçlarının arasında rızkını bekleyen berberleri de. Barak Kahvesi’nden Karayılan semtine doğru uzanan puslu yokuşun sağ tarafında, adı “Adını Sen Koy Erkek Kuaförü” olan bir berber vardı. Berberin sahibinin adı Âdem idi. Kendisi Müslüm Gürses hayranı olduğu için, berberine, o zamanın moda şarkısı olan “Adını Sen Koy” ismini vermişti. Arabesk, Âdem’e eşyaları nasıl adlandıracağını öğretememişti. Puslu bir semtin puslu bir berberinde puslu bir arabeskti tıraş olmak. Amerikan, subay, üç numara ve alabuluz tıraşları yapardı Âdem. Hep Müslüm Gürses çalardı berberinde. Cennetten kovulmuş bu Âdem, kadınlara küs idi. Bu küskünlüğünün adını biz koyardık. Âdem her türlü saçı ve sakalı doğru kesiyor olmasına rağmen, âşık olduğu kadının kendisiyle evlenmeyi reddetmesi üzerine, bir eylül akşamı eşref saatinde bilek damarlarını usturayla yanlış kestiği zaman öldü. Buna bir ad koyamadık. Bundan Müslüm Gürses’in de haberi olmadı. Gaziantep’teki diğer semtlerin de. Cennetten dünyaya ve dünyadan intihara kovulan bir Âdem idi. Yaşamına ad koyamayan, hayatının anlamını arabesk şarkılara gömmüş bu berberin hâline ad koyacak başka bir berberle, yıllar sonra Avrupa’da tanışabileceğimi nereden bilebilirdim ki?
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i… Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!” Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi,
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ Şu Boğaz harbi nedir?Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, –Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya –
Reklam
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer...
Çanakkale Şehitlerine
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
357 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.