Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
22 yıllık hayatımda sahip olduğum en değerli bir kitap. Melih Cevdet Anday en sevdiğim yazardı ve şiirlerini, günlüğünden bazı yazılarını hep bir yerlerden bulup kendi hatıra defterime geçiriyordum. Kendi sesinden olan şiirlerini kanalımda paylaşıyordum ve adına bir oynatma listesini hazırlamıştım. Sonra, artık elimin altında bir kitabının olmasını istedim, ve bu kitabı buldum. Sadece şiirleri değil, ona ait ne varsa bu kitapdaydı ve bu yüzden benim için en değerli kitap oldu. Kitabı okudum bitirdim, ama bu kadar şiirin, yazılarının elimin altında olması bana çok güzel geldi. Ona ait çok değerli eşya artık bendeymiş gibi. Bu edebiyata mutlaka Melih Cevdet Anday gibi bir yazarın kaleminin değmesi gerekiyordu. Öyle de oldu.
Âkif' e Dair
Yaklaşık kırk beş gündür Akif' i okuma gayreti içerisindeyiz. Hakkında yazılan kitapların birinden diğerine seyahat ediyor ve tabi ki bu seyahati Safahat kaptanlığında yapmaya gayret ediyoruz. Bu gayreti açıklayacak pek çok cümle içerisinden; Sezai Karakoç' un Mehmed Akif kitabındaki, "Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna
Çok severek okuduğum muhteşem bir Türk edebiyatı klasiği.Sürükleyici ve akıcı bi diliyle sanki İstanbul sokaklarında dolaşıyormuş da definenin gizemine dahil olmuşuz gibi hissettirdi.Sade bir dille gizemin 1.sezonu gibi anlatılan bir kitap.Devam kitabı olan Kan damlasını da en kısa sürede okumak istiyorum.Tavsiye ederim.Herkese iyi okumalar.
Hissettiklerimin yalnızca binde biri..
AYLİN SÖZER, katili Kemal Delbe; SELDA TAŞ, katili Mehmet Taş ve VESİLE SÖNMEZ, katili Uğur Dönmez. Bu saydığım insanlar Türkiye'de son 24 saatte katledilen kadınlarımız. Kimisi oğlu tarafından, kimisi de eşi tarafından öldürüldü. Boğazı kesilerek, yakılarak,.. Katledilen milyonlarca kadınımızdan sadece üçü..
"Evdeki Terör" tam da bu konuda yazılmış bir kitap. Her geçen gün, kadın cinayetlerinin olduğu bir güne açıyoruz gözümüzü. Vahşice katledilen kadınlarımız hep haberlerde. Bu kitapta, evdeki kadınlarımızın uğradığı işkenceler anlatılıyor. Yani vahşetin öncesi.
Kadınlarımızın uğradığı cinsel, psikolojik, fiziksel şiddetler.. Her biri birbirinden ürkütücü hikayeler. Kendisiyle ilişkiye girmek istemeyen karılarına, "zorla" sahip olan, kendini "adam" zanneden insan müsveddeleri.. Dövülmekten sakat kalan kadınlarımız.. Çocukları için her türlü şiddete katlanan kadınlarımız.. Ve yardım istediğinde "kocandır yapar", "aile içi meselelere karışamayız" diyen duyarsız vatandaşlarımız.
Evlenmek, karşımızdaki insana, o bir malmış gibi sahip olacağımız anlamına gelmez. Kalbi bizimledir sadece. Kocalar karılarına, ya da tam tersi karılar kocalarına zorla sahip olamazlar. Evlilik içi tecavüz "vardır". Bir insana istemediği bir şeyi yaptırmak tecavüzdür tacizdir, bunun başka bir karşılığı olamaz. Ve hiçbir zaman bir kadın bir adamın malı OLAMAZ, OLMAMALI.
Daha çok şey var yazılacak ama, hiçbir yere sığmaz bizim bu çığlığımız. Gözler görmedikçe, kulaklar duymadıkça; ağzımızı kapatan elleri kırmadıkça sesimizi duyuramayacağız. AMA ARTIK YETER!!!!!
Polisiye severler için önerebileceğim gayet akıcı bir kitap… Serinin devamı Kan Damlası isminde devam ediyor. Anlaşılması kolay ifadeler içeriyor tek okumada kolaylıkla bitirebileceğiniz bir eser. Kendini tekrar etmeyen olay örgüsü hızlı devam eden gereksiz merak içermeyen bir eser.
İlginç bir polisiye...
Merhabalar sevgili okurlar. Mehmet Rauf'tan "Kan Damlası" eserini inceleyecek olursam hikayemiz Doktor Şakir Feyzi Bey'in Tarabya'daki İngiliz Köşkü'nde evinde gerçekleşen bir cinayetle başlıyor.
Hızlı bir şekilde üst rütbeli Muavin Bey denilen bir komiserin olay yerine gelip incelemelerde bulunmasıyla devam ediyor. Öldürülen kişi Sıdıka Hanım'dır. Muavin Bey olay yerinden ayrılacakken kadının elindeki kağıdı fark eder. Kağıdı açtığında bir bakar ki "Uyarı: Numara bir " yazısını görür. İşler daha da ilginçleşir. Aynı gün bir çocuk karakola gelir ve Muavin Bey'i arıyordur. Aramasının sebebi Gümrükçü Fuat Bey bu sefer öldürülmüştür. Muavin Bey bu sefer orada da " Numara iki " yazısını bulmuştur. İşin ilginç tarafı Fuat Bey, Doktor Şakir Feyzi'nin bir dostudur. Muavin Bey düşünür ve devreye Hayret adında bir polis girer. Hayret, işinde gayet iyi isim yapmış bir kişidir. 3. bir ceset daha yani bir cinayetin daha işlenmemesi için elinden geleni yapacağını Doktor Şakir Fevzi Bey'e dile getirir.
Hikayenin bundan sonraki kısmı Hayret'in katil zanlısını yakalamak için neler yaptığı neler yaşadığı anlatılır. Hikayede zanlı adına bir spoiler verilir. Yani kişiyi tahmin edebiliyorsunuz. Hikayenin sonu biraz alalacele ve ilginç bitmiştir. Yine de dönemine göre gayet başarılı bir eser. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın....
Keyifli okumalar dilerim....
104 syf.
·
Puan vermedi
Gayet güzel bir kitaptı. Akıcı ve heyecan doluydu...
Elimden hiç bırakmak istemedimm
Polisiye roman okuyucaksanız illa yabancı değil bu kitabı okuyabilirsiniz...
Kitapta , Fuzûlî'nin Divan'ındaki gibi kimi sözcüklerle şifrelenip nerede gizlendiği belirtilen altın paraların ve mücevherlerin bulunuş serüveni anlatılıyor.
Kitap; yazarın kan damlası kitabı ile devam ediyor. Bunu bildirmek önemli...
Katil Kim? Temalı Bir Dönem Hikayesi...
Merhabalar,
Yaklaşık 1 ay önce okuduğum 2 Mehmet Rauf kitabından sonra yorumlarımı ancak paylaşabiliyorum. Okuması keyifli ve yormayan bir süreçti ancak hani çok mu beğendim dersek hayır. Hani biraz daha derin yazılsaydı benim için tadından yenmezdi orası ayrı :)
Yine eski dönemlerde yazıldığı için ana merkezimiz de bir köşk ve bu köşkte meydana
250 syf.
9/10 puan verdi
Birçok sayısını değerlendirdim. Bu sayısını da yazmak, tanıtmak isterim çünkü şiir dergileri desteklenmeli, yayın hayatını sürdürmeli ki şiir ortamları çoğullaşsın.
14.sayı Ahmet Sarı şiiriyle başlıyor. Mehmet Yaşın, Elif Sofya ile devam ediyor. Selahattin Yolgiden, Gökçenur Ç., Elçin S. Suçin, Nilay Özer, Gündoğdu Sanımer ve diğer şairler şiirleriyle var. Sadece şiir değil şiirleri üzerine söyleşiler de var. Örneğin Serkan Türk, Gökçenur Ç. ile söyleşmiş. Mehmet Tepe, Özge Sönmez söyleşileri de var. Nitelikli bir sayı daha. Daim olsun. Tavsiyemdir.
Hangisi altın?
Yüzyıl evvel yazılmış bu novella gayet sade, anlaşılır vaziyettedir. Bu seri kitapların sıcaklığı mevcut, bazen eski Türk filmi tadını da almak mümkün. Keşke bu seriyi biraz basite indirip ilkokullarda basit hikaye yazma bu şekilde olur diye örnekleyebilsek...
Tavsiye edilir...
Can Yücel'in Adana Cezaevinde'yken yazdığı kendine has hicvi, sözcük oyunları ve argo kullanımıyla dönemin durumunu yansıtan, eleştiren mükemmel bir kitap. Mehmet Sönmez'in çizimleri de ayrı bi tat katmış kitaba.
104 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı çok beğendim kısa sürede okunup bitirilebilecek bir kitap. Görüyoruz ki Servet-i Fünun döneminde güzel ve kaliteli eserler yazan sanatçılardan bir tanesi Mehmet Rauf bu zamana kadar okuduğum tüm eserlerinde işlenen kaliteli konular seçerek dilini ve tarzını sağlam temellere oturtmuş. Kitabın konusuna değinecek olursak Osmanlı döneminin son asırına denk gelen bir dönemde paşa babası tarafından kızına bırakılan definenin paşa babanın ölümü üzerine, doktor Raci tarafından kendisine ulaştırılması vasiyet edilir. Bunun üzerine Fuzuli Divanı aracılığıyla bırakılan gizli şifreyi çözmek isteyen Raci’nin başından geçen macera olayını anlatır. Kitap gerçekten döneminden beklenecek özelliklerden çok ileride yazılmış güzel bir eser [Sherlock Holmes, Mehmet Raufun öğrencisi olabilir :-) ] tüm okurlara tavsiye niteliğinde bir romandır şimdiden iyi okumalar…
"Define"
Mehmet Rauf’un bu kitaplarını ağustos ayında okumuştum. Yakın zamanda girmem gereken 2 sınav bulunduğu için bir türlü fırsat olmadı kişisel görüşlerimi yazmaya (bunun gibi sırada bekleyen çok kitabım var :) ), bugün okul- eğitim- öğretim için küçük bir mola zamanı oluşmuşsa (ara tatil gibi :) ) kendine küçük bir ödül koy ve değerlendir bu kitabı pardon kitapları dedim. Çünkü Mehmet Rauf ‘Define’ kitabını yazıyor peşine de ‘Kan Damlası’ kitabını yazıyor ve böylece bir seri, bir devam kitabı ortaya çıkmış oluyor.
Okumamın üzerinden geçen uzunca zamanda detaylıca hatırlamıyor olsam da tatile giderken yanına alınabilecek türden yalın ve akıcı dil, sürükleyici- eğlenceli içerik, çabuk okunup bitecek türden okuyanını sıkmayacak bir seri olduğunu söyleyebilirim.
Bu eserlerin edebi yanı tartışma konusu olmuş zamanında ancak nihayetinde polisiye roman olarak Türk Edebiyatı Klasikleri serisinde yerlerini almışlardır. Yazarı öncü, cesur, girişimci bulduğumu söylemek istiyorum. Eserlerinden ‘Eylül’ ilk psikolojik roman olarak anılırken kendisinin bir de polisiye roman denemesinde bulunması ve bu denemenin edebiyatımız adına değerli bir girişim olması, burada haklı bir çaba olduğunu düşündürtüyor bana.
Böylelikle ben Türk Edebiyatı Klasiklerinde eserleri bulunan yazar Mehmet Rauf'u okumaya merakla devam edeceğim, sizlere de merakla iyi okumalar diliyorum. :)
