Merhabalar kısa fakat çok da öğretici bir eserle geldim.
Bu kitabı aldığımda bilmiyordum j.S mill in "özgürlük üzerine" kitabının devamiymis yine de bir sorun olmuyor çünkü kitap felsefe düşünce turunden . Kısa olmasına karşın üstüne kafa yormayı gerektiren dikkat isteyen bir kitap. Neden düşünce özgürlüğü olmalı? Tartışma ortamı nasıl olmalı ? gibi gibi soruların yanıtlarını çok güzel veriyor. Ayrıca tarihten ve geçmiş filozoflar üzerinden de güzel örneklerle pekiştiriyor. Bu yüzden çok şey öğretiyor. Okurken kaleminizi yanınızdan ayırmayın zira her sayfa alıntılarla dolu.
Bu kitabı okurken sizin de değindiğiniz gibi bu kadar kısa olup da bu kadar etkili, öğretici ve zihin açıcı olmasına hayran kaldım. Mutlaka okunmalı ve tabi ki bi kalem bulundurmalı okurken :)
İkinci evrenin temel semptomu (belirtisi) olan duygu yitimi, gerekli bir kendini savunma mekanizmasıydı. Gerçeklik belirsizleşmiş ve bütün çabalar, bütün duygular bir konu üzerinde toplanmıştı: Kendi yaşamını ve yoldaşlarının yaşamını korumak. Akşam olunca işyerlerinden kampa dönen tutukluların, iç geçirerek "Bir gün daha geçti," dediklerini duymak, tipik bir olaydı.
Hayatta kalma meselesi üzerinde odaklanmaya yönelik kesintisiz zorunluluk eşliğindeki böylesi bir gerilimin, tutukluları, içsel yaşamlarını ilkel bir düzeye indirmeye zorladığı, kolayca anlaşılabilir. Psikanaliz eğitimi alan ve kampta bulunan bazı meslektaşlarım, sık sık, kamp sakinlerindeki "gerileme"den (daha ilkel bir ruhsal yaşama gerilemeden) söz ediyordu. Tutukluların arzuları rüyalarında açıklık kazanıyordu.
Kamp sakinlerinin rüyalarında en çok görülen şey neydi? Ekmek, pasta, sigara ve ılık banyo. Bu basit arzuların giderilmemesi, arzu giderici (wishfulfilling) rüyaların görülmesine neden oluyordu. Bu rüyaların işe yarayıp yaramadığı ayrı bir konudur; rüyayı gören, kamp yaşamının gerçekliğine ve bununla rüyasındaki yanılsamalar arasındaki korkunç zıtlığa uyanmak zorundaydı.
Bahsedilen arzu giderici rüyaların etkisini belirleyen şey kişinin o rüya hakkında sahip olduğu fikir ve rüyaya verdiği tepki olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da daha doğrusu sadece o rüyaya hakkında da değil genel olarak rüya olgusu hakkında sahip olunan görüşlerde o rüyanın etkisinin ne olacağını belirleyebilir diyebilir miyiz?
Şu anki sıkıntıları çok eskiden doğmuştu içinde, doğmuş, büyümüş, birikmiş, son zamanlarda ise olgunlaşıp yoğunlaşarak yüreğine ve beynine acı veren, çözümünü bekleyen, korkunç, yabanıl, doğaüstü bir niteliğe bürünmüştü.
Şu hanın yıkılması gerçekten kötü haber. Nerden çıktı? Belki de atıyorlar. Geçenlerde çıktı buna benzer bir haber, ardından kiralara zam geldi.
...Yıkılmadık yer bırakmıyorlar İstanbul'da. İstimlak öç almak gibi bir şey halktan.
Zaten çok normal olmayan yaşamlarımız, artık içinden çıkılmaz bir anormalliğe doğru ilerlemeye başladığı zamanlarda kendi haline mi bırakmalı yoksa normalleşme yoluna mı gidilmeli?