Her şeyden öte, bu kitap sizi düşündürüyor. Ve önemsiz şeyler hakkında değil. Yaşam koşulları, en iyi gözlem yapabilme yolları ve onlara nasıl tepki verileceği gibi önemli şeyler hakkında. Düşünmek için kendinize zaman vermezseniz, sadece hızlıca okuyup geçme planınız varsa, bundan bir şey alamazsınız. Kitap, yeraltında yoksulluk içinde yaşayan bir adam tarafından anlatılıyor. Onun notlarını okuyorsunuz.
İlk yarısında, karmaşalarını, düşüncelerini ve yaşam felsefelerini monolog olarak anlatıyor. İkinci yarıda ise, 24 yaşındayken yaşadığı aşağılama hikayelerinden bahsediliyor. O büyüleyici bir karakter. Paranoyak, analitik, kindar, asosyal, aşırı duyarlı, acıklı, kararsız, çılgın, bir adamın yalnızlığı.
Düşünceleri ve eylemleri paradoksaldır. Duygusal olarak sertken bir anda, duygusal olarak hassas ve kırılgan olabilir. Bir anda büyük bir inanç ve içsel güç gibi görünen bir şeye sahipken birden bire, şüphe ve belirsizlik içindedir. O, insanlardan etkilenmeyen, kendi başına yaşamayı seçen bir kişidir ama aynı zamanda başkalarının düşündüklerine, paranoyak olma noktasına aşırı takıntılıdır. Büyük yoksulluk içinde yaşıyor; manik atakları, hayalleri ve megalomani vizyonları var. Okurken onun için üzülmek istiyorsun çünkü acınacak halde ve aynı zamanda acılarla dolu. Aynı zamanda ondan nefret etmek istiyorsun çünkü hem nefret dolu ve insanlar için bir yük. O her şeye hatta kendisine karşı bile aykırı.
Daha önce de belirttiğim gibi, bu romanın güzelliği, doğurabileceği düşüncelerden geliyor. Kolay cevaplar veya bariz bir paradigma sunmuyor. Bu kitapta hediye yok çünkü yeni düşünceler kazanılmalıdır.