Gül yaprağı düşer kimi kez
dal uykularının yüzüne gün ışığı
kuş cıvıltıları sarar bütün dünyayı
ve bir sevinç dolar yüreğine apansız
uzanıp bütün pencereleri aşmak
merhaba demek ister güneşe
- merhaba yaşamak
- merhaba dünya
- merhaba ey sevda.
Güz geldi mi göçüp gidiyorsun buralardan
Mahzun kalıyor kalbim ve gözlerim..
Sen sevgileri ve yolları hatırlatıyorsun bana
Turnam, bir gün bırakmayacağım peşini,
Ömrüm oldukça ardından geleceğim..
Bir yamalı yelkenden sular damlayacak,
Veya gemici şarkıları söyleyeceğim bir şilepte.
Merhaba rüzgar diyeceğim, merhaba maden kömürü
Verin
Tarih kocaman bir hoşaf soğutucusu, bir Nuhun gemisidir.
Onun içine bir kez girdin mi, seni bir daha kimse çıkaramaz.
Flaubert hangi çiçekten bal alacağını iyi bildiginden Aşk Egitimi'ni
yazarken kişilerini gerçek tarihin içine oturtmak için büyük
çabalar göstermiştir. En küçük ayrıntılara bile dikkat eder. Romanın
başkişisi Fredenc'i, 1848
''Yaşamak artık beni yoruyor önemli bir olay yaşamadan sadece yaşamak bile yordu beni insanlarla birlikte olmak onların sözlerine cevap vermek nasılsınız demek içeri girerken merhaba ayrılırken hoşçakalın gene görüşürüz demek konuşmaları izlemek ne demek istedi acaba söylediğimi anladı mı ne demek istedi acaba yanlış bir şey mi yaptım acaba söylediğini anladım mı o kadar çok insan var ki o kadar çok olay birden oluyor ki birini izlemek isterken başkasını kaçırıyorum birini duyarken ötekini görmüyorum yetişemiyorum kan ter içinde kaldım.''
Bütün hayata karşı bir mide bulantısıyla uyandım. Yaşamak zorunda olmanın dehşeti yataktan benimle birlikte kalktı. Herşey gözüme boş göründü bir an ve içimden buz gibi bir ses, hiç bir derdin çaresi yoktur, dedi.
Yaşamak artık beni yoruyor. Önemli bir olay yaşamadan sadece yaşamak bile yordu beni insanlarla birlikte olmak onların sözlerine cevap vermek nasılsınız demek içeri girerken merhaba ayrılırken hoşçakalın gene görüşürüz demek konuşmaları izlemek ne demek istedi acaba söylediğimi anladı mı ne demek istedi acaba yanlış bir şey mi yaptım acaba söylediğini anladım mı
Yaşamak artık beni yoruyor önemli bir olay yaşamadan sadece yaşamak bile yordu beni insanlarla birlikte olmak onların sözlerine cevap vermek nasılsınız demek içeri girerken merhaba ayrılırken hoşçakalın gene görüşürüz demek konuşmaları izlemek ne demek istedi acaba söylediğimi anladı mı ne demek istedi acaba yanlış bir şey mi yaptım acaba söylediğini anladım mı o kadar çok insan var ki o kadar çok olay birden oluyor ki birini izlemek isterken başkasını kaçırıyorum birini duyarken ötekini görmüyorum yetişemiyorum
"yaşamak artık beni yoruyor,önemli bir olay yaşamadan sadece yaşamak bile yordu beni insanlarla birlikte olmak onların sözlerine cevap vermek nasılsınız demek içeri girerken merhaba ayrılırken hoşçakalın gene görüşürüz demek konuşmaları izlemek ne demek istedi acaba söylediğimi anladımı ne demek istedi acaba yanlış bişey mi yaptım acaba söylediğini anladım mı o kadar çok insan varki o kadar çok olay birden oluyor ki birini izlemek isterken başkasını kaçırıyorum..."
Yoruyor insanlar artık. Neden tanıştığımız herkesin ilk projesi, sırtımıza çıkmak oluyor? Kimsenin zarar vermeden yaşamaya niyeti yok sanırım. " Merhaba tanıştığıma memnun oldum. Artık senden faydalanabilir, seni işim düştüğünde arayabilirim ve bir gün sen düşecek olursan bir tekmede ben vurmaya hazırım." Yaşamak bu mudur peki?