Merhaba özgürlük yolunda yaralanıp yitenler
Merhaba bu yolda dökülüp bitenler
Merhaba söylenmemiş en güzel söz
Merhaba güzel yarınlar
Merhaba güzel yarınlar
“Ensemizde kanımızı içmeye yemin etmiş egemen bir düzenin acımasız, sivil gorilleri vardı. Başımıza nelerin geleceğinden habersizdik üstelik. Sıcak dostluklara, merhabalara uzaktık. Onlar bizi göremezlerdi; ama biz onları yüreğimizde taşıyabilirdik.”
Telefon çalıyor! Aşkım... Merhaaaba! Merhabaaa! Makine kahvesi mi içiyorsun? Ne yedin? Peki, seni bekleyeceğim, ben de öyle, bay bay. Öpücük. Öpücük. Tamam aradı işte. Hangi ses tonuyla konuşmak gerekiyorsa o ses tonuyla konuştum. Her zamanki soruları sordum. Ne yedin? Biz kadınlar neden kocalarımıza ne yediklerini soruyoruz? Ne yediklerini sorarak nereye varmaya çalışıyoruz, biriyle yatıp yatmadıklarını mı öğrenme peşindeyiz? Bizimle mutsuz olup olmadıklarını mı? Dondurma almaya gidiyorum diye çıktıklarında bir daha eve dönüp dönmeyeceklerini mi?
Ensemizde kanımızı içmeye yemin etmiş egemen bir düzenin acımasız, sivil gorilleri vardı.(...) Sıcak dostluklara, merhabalara uzaktık. Onlar bizi göremezlerdi; ama biz onları yüreğimizde taşıyabilirdik.