Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Laiklik, medeniyettir. _Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum. _Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
Kişisel çıkarın yapmacıklı tatlı dili ile merhametin yumuşaklığını birbirinden ayıramıyordu.
Sayfa 49 - Can Yayınları
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
@anne.okur 'ca....❥ ❥ ❥
❥ ❥ ❥_ КᎥϮᕱᎵ ӇᕱККıภᎠᕱ _ ❝ MANTI YİYEN AT / BURHAN GÜNEL ❞ "..Yeni yetişmekte olan erkek çocuklar babalarının,kızlar ise annelerinin ya da ablalarının eşyasını kullanmaya,giysilerini giymeye meraklı oluyordu nedense.." Burhan Bey'in kalemini cok beğeniyorum çünkü hassasiyetle ele alıyor konuları. Çocuk edebiyatının kalemi keskin yazarlarından.. Kitabımız dört hikayeden oluşuyor ve dört hikayenin her biri gönlüme değen hikayelerdi. Yüreği ısıtan,merhametle dolduran,bizleri iyiliğe,güzelliğe sevk eden sıcacık bir eser.. Ele aldığı konular ile aile bağlarının önemini, yakınlarımıza,çevremize,hayvanlara karşı şefkatin,merhametin,yardimseverligin üzerinde duruyor. Yazarımızın dili ise sadece ve akıcıdır. Benden sonra oğlumda çok severek okudu. Kitapta her öykü için farklı renklerin kullanılmasını güzel bir detay olarak değerlendirdi.. Tavsiyem ile :
Koza Karaca Yayın Pazarlama
Koza Karaca Yayın Pazarlama
@kozayayin @maviyunusokuloncesi : #okuyananne #önerikitap #mantıyiyenat #iyikiokudum #burhangünel #kozayayın #anneçocuk #çocukkitapları #kozakaraca#yediverenkitaplar #kitaplariyikivar
Mantı Yiyen At
Mantı Yiyen AtBurhan Günel · Koza Kitap · 20121 okunma
226 syf.
·
Puan vermedi
·
61 günde okudu
Aşkname
"Aşk, iki kişi arasında asla eşitlenmeyen bir olguymuş." İskender Pala böyle söylüyor evet. Peki neden eşitlenmez? Neden aynı oranda aşk olmaz? Neden? Âşık ile Mâşuk arasında geçen bu aşılması zor zamanlarda, gerçekten de sevgili eşiğinde ölene değil, sağ kalana şaşırmak gerekirmiş. Ve tabii en çok zararı sevenin gördüğü de
Aşkname
Aşknameİskender Pala · Kapı Yayınları · 20192,536 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Jose Saramago’ya 1998 Nobel edebiyat ödülünü kazandıran romanı. Romanın akıcı bir dili ve anlatımı olduğunu söyleyebilirim, öyle ki yazarın noktalama işaretlerine pek de önem vermemesi, diyaloğları virgül kullanarak ayırması ve kitaptaki karakterlerin bir isminin olmayışı onları betimleme ve sıfatlar ile tanımamız kitabın akıcığını bozmamış. Kitabın genelinde zorluklara rağmen bazı insanların hayatta kalabilme uğruna yapamayacağı, denemeyemeyeceği hiçbir şey olmayacağına ve konu edinilen bulaşıcı körlüğün bu gibi insanların bencilce yaşamına atıfta bulunuyor diyebiliriz. Bazen yardım ediyor gibi görünerek, bazen kadına ruhsal ve fiziksel şiddet ederek, bazen hayatta kalabilmek için başkasını göz göre göre feda etmek, bazen halk dili ile koğuş ağalığı yaparak, bazense özğürlüğün elinden alınarak karşı gelememek gibi gibi daha pek çok şey… Kitapta çoğu şeye sahipken bir anda kaybedilmesinin ve bunların aslında ne büyük zenginlik ve nimet olduğunu karakterlerin yaşayarak okuyucuların ise okuyarak bir kez daha idrak etmesine vesile oluyor. Buna rağmen insanların bir uzvunu kaybetmesi insanlığın ya da merhametin tekrar geri geleceği anlamını taşımadığı da aşikar. Ayrıca kitapta güzellik ve çirkinlik üzerine konuşulması da kırıcıydı. Bazı kısımlarını okurken “Hani güzellik göreceliydi?” diyorsunuz. Bu da ayrı bir bakış açısıydı. Kitabın nasıl biteceğini tahmin etmiştim öyle de oldu fakat bazı karakterlerin hikayeleri yarım kalmış gibi hissetmedim değil. Devamı olsa nasıl olurdu, bir neticeye ulaştı mı dediğim karakterler oldu.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
608 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Her şey bozuluyor; dünya kıyamete, insan ölüme bakıyor...
Milattan sonra 300'de başlayan bir serüven, her biri ayrı öyküsüyle yedi kişi... Roma'nın hissedilmeyen, göz ardı edilen acıları; sapkınlıkla, acıyla, merhametin uğramadığı Colesseum... Aldatmakla ve aldanmakla ayakta duran köhne Tanrı odaları. Zulümler, zalim yöneticiler, dini uğruna ölen insanlar, köleyi daha çok köle yapan aşklar... Roma'dan ve onun zulümlerinden kaçmaya çalışan, kaderleri onları ortak bir noktada birleştiren yedi kişi. Sığındıkları mağarada uyudukları 309 yıl... Uyandıkları derin uykudan sonra geçmişten bugüne bir köprü kurarlar, ancak gördükleri onları hayal kırıklığına uğratır çünkü bugün, dünden daha az tehlikeli değildir. Kimse uyanmamıştır, uyananlar da daha iyi bir yere uyanmamıştır. Her şey değişmiş ama hiçbir şey değişmemiştir... "Nazan Bekiroğlu; edebî dili sayesinde, süslü cümleleriyle severek okuduğum bir yazar. Söz konusu kitap görece kalın bir kitap olduğu halde, dil ve anlatım bakımından oldukça sade ve akıcı ilerlemekte. Farklı yedi karakterin sahip oldukları farklı hayatları konu aldığından aradaki bağlantıları kurabilmek adına dikkatle okunması gereken bir eser. Bizlere yedi uyurların hikayesini masalsı bir şekilde anlatmakta.."
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Kehribar Geçidi
Kehribar Geçidi
Kehribar Geçidi
Kehribar GeçidiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,347 okunma
Reklam
TUTUN Kİ DÜŞMESİN RUHUMUZ
Sizi rüyada dahi göremeyenlerdenim. Sizi bir kere dahi hayalinde canlandıramayanlardan. Ne takatim vardı buna ne de becerim. Biz rüyaların insanları değildik. Zor zamanla­rın çocuklarıydık. Rüyaları bile elinden alınan. Ama biliyor musunuz, bunu hiç dert etmedim. Etmek is­temedim. Çünkü her yerde sizin izinizi gördüm. Sizin her varlığa düşen
145 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.