Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ramiz Dayı
"Mesele o değil, mesele ölmek değil dayı" dedi. Neymiş mesele biliyor musun kardeş? -Neymiş? Mesele, en mutlu oldugun gün, en güzel hayaller kurdugun gün ölmekmiş mesele. Neymiş mesele? -Neymiş dayı? "Mesele ölmek değil, mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. İşte böyle dedi o çocuk bana.." Ezel
Mesele neymiş kardeş..? (:
" Mesele acıyı ortadan kaldırmak değil, asıl mesele acının sizi götüreceği sokaklarda en kadim yaralarınızla yüzleşmektir..”
Reklam
Gerçek sevginin tarifi.
Erich Fromm ‘un Sevgi Üzerine Yaptığı 11 Tespit ile "sevginin" ne olduğu ve ne olmadığı hususunda bizleri aydınlatıyor. İnsanın içinde geçen her "isteğin" adını sevgi koyması kadar "ucuz" bir tanım olamaz. Karşınızdaki insana karşı bir duygu barındırıyor olduğunuzda "ben onu seviyorum" triplerine girmeyin.
Ramiz Dayı
"Mesele o değil, mesele ölmek değil dayı" dedi. Neymiş mesele biliyor musun kardeş? -Neymiş? Mesele, en mutlu oldugun gün, en güzel hayaller kurdugun gün ölmekmiş mesele. Neymiş mesele? -Neymiş dayı? "Mesele ölmek değil, mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. İşte böyle dedi o çocuk bana.."
Bir gün içerdeyken avluda bir çocuk gördüm. Çocuk perperişan dünya başına yıkılmış gibi üzgün. Yanına gittim, niye böyle üzgünsün çocuk dedim. Baktı; dayı dedi, dayı beni öldürdüler. güldüm, teselli edeyim dedim. Çocuk dedim, burada herkes ya ölmüştür ya öldürmüştür zaten. Kaldırdı kafasını bana baktı, mesele o değil mesele ölmek değil dayı dedi. Mesele neymiş biliyor musun? Ali: neymiş? -mesele en mutlu olduğun o gün, en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş mesele. neymiş mesele? -neymiş dayı? -mesele ölmek değil. Mesele dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. İşte böyle dedi o çocuk bana. şimdi anladın mı kimmiş o avludaki çocuk kardeş?
Bu sırada tevkifhanenin önüne gelmiş bulunuyorlardı. Macide birdenbire cebindeki mektubu hatırladı. Nefesi tıkanır gibi oldu ve tekrar Bedri'nin koluna sarıldı. İçeri girince hiç beklemedikleri bir haberle karşılaştılar. Kendilerini tanıyan bir gardiyan Bedri'nin yanına sokuldu: "Ömer Bey'i göreceksiniz değil mi?" dedi. "Kendisi
Sayfa 248 - YAPI KREDİ YAYINLARI / *Tasalı. / *KüçümseyerekKitabı okudu
Reklam
340 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
İki bölümden oluşan ilginç bir eseri geride bıraktık. İki farklı önsöz mevcut bu kitapta. Bunu nasıl anlatsam. Atatürk adını duyunca kendini kaybeden iki grup var. Biri her şeyi ona bağlayıp her sıkıştığında ona sığınan ama bunu kötü anlamda kullanan grup, diğeri de şeytan görmüş gibi kaçan grup. Öyle ki bir grup DİN altına sığınmış diğeri de
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal Atatürk
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal AtatürkAli Kuzu · Kariyer Yayınları · 20099 okunma
"Mesele o değil, mesele ölmek değil dayı" dedi. Neymiş mesele biliyor musun kardeş? -Neymiş? Mesele, en mutlu oldugun gün, en güzel hayaller kurdugun gün ölmekmiş mesele. Neymiş mesele? -Neymiş dayı? "Mesele ölmek değil, mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. İşte böyle dedi o çocuk bana.." Ramiz karaeski
Birgün içerdeyken avluda bir çocuk gördüm Çocuk perperişan dünya başına yıkılmış gibi üzgün Yanına gittim: “Niye böyle üzgünsün çocuk?” dedim Baktı… “Dayı..” dedi “Beni öldürdüler…” Teselli edeyim dedim. “Çocuk” dedim “Burda herkes ya ölmüştür ya öldürmüştür zaten” Kaldırdı kafasını bana baktı… “Mesele o değil mesele ölmek değil dayı” dedi Mesele neymiş biliyor musun? Mesele en mutlu olduğun o gün, en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş mesele… Neymiş mesele?.. Mesele ölmek değil; mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele… İşte öyle dedi o çocuk bana… Şimdi anladın mı kimmiş o avludaki çocuk?… Kardeş… Ömeri sormuştun bana şimdi anladın mı Ömer’i…”
Reklam
BİR KİMLİK VAKASI "Sevgili dostum," dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evde ateşin karşısında otururken, "hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp
kardeş, sana bir hikaye borcum var, değil mi? giderayak ödeşelim istersen, anlatayım mı hikayeyi? - anlat dayı. + haaa... bir gün içerdeyken avluda bir çocuk gördüm. çocuk perperişan, dünya başına yıkılmış gibi üzgün. yanına gittim. "niye böyle üzgünsün çocuk?" dedim. baktı "dayı," dedi "dayı, beni öldürdüler". güldüm, teselli ediyim dedim. "çocuk," dedim "burda herkes ya ölmüştür, ya öldürmüştür zaten." kaldırdı kafasını, bana baktı, "mesele o değil, mesele ölmek değil, dayı" dedi. mesele neymiş biliyor musun? - neymiş? + mesele, en mutlu olduğun o gün, en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş mesele. neymiş mesele? - neymiş dayı? + mesele ölmek değil, mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. işte böyle dedi o çocuk bana. şimdi anladın mı kimmiş o avludaki çocuk, kardeş? ömeri sormuştun bana, şimdi anladın mı ömeri ha? - anladım dayı, anladım. Tuncel kurtiz /
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.