Tasavvufa dair okumalar yapmaya başlamış yeni kimseler için farkındalık oluşturacak bir eser. Ömcelikle tasavvufun teşekkülü, sonrasında tasavvufi kavramlar, sufilerin adabı, halkın ve son dönemde tasavvuf, özellikle de tasavvufun gerçekte ne olduğu ve olmadığını evliya menkıbeleriyle net bir biçimde sunmuş. Birbirini takip eden tasavvuf ile sufi edebiyat bölümleri Hallac-ı Mansur'dan İbnü'l Arabi'ye, Mevlana'dan Yunus Emre'ye hangi yollar ile bugünlere geldiğini ciddi araştırmalarla bizlere aktarmış. Kitabın son bölümünde günümüzde tasavvufun durumunu "Eskiden tasavvufun adı yoktu içi vardı, şimdi içi yok adı var" sözüyle harikulade bir şekilde özetlemiş. Esasen tasavvufun mahiyeti ve bir sufiyi diğer insanlardan ayıran şeyin ne olduğuna dair soruların cevaplanması zor olsada, ufak hatırlatmalar yapan bu eser bazı soru işaretlerine cevap niteliğinde olabilir.